- Apartman girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent?
+ Hangisini?
- Otomatik yanan, sensörlü lamba.
+ Hayır.
- Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.
Önüme baktım.
"Neden kırdın?"
Cevap yok
"Hasta mısın evladım? Söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle."
"Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?"
"Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim? Yöneticiye de dedim. Lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için."
"Beni görünce yanmıyordu baba."
"Nasıl ya?"
"Görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni."
"E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor."
"Hadi ya! Sahiden mi?"
"Evet. Ucuzundan takmışlar.Bizimle bir alakası yok!"
Babama sarıldım, yıllar sonra.
''Demiştin ki…
“Seni dün gece sabaha kadar düşündüm. Bütün gece bir
adamı düşünmek bir kadının yapacağı en son iştir. Yemedim,
içmedim, uyumadım seni düşündüm.”
Ben inanmıştım sana.
Şimdi sen de şu son cümleyi düşün. Bir insanı bu cümleyi
kuracak kadar kırdın sen.
“Ben inanmıştım sana.”
- Apartman girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent?
+ Hangisini?
- Otomatik yanan, sensörlü lamba.
+ Hayır.
- Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.
Önüme baktım.
"Neden kırdın?"
Cevap yok
"Hasta mısın evladım? Söyle bana,neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle."
"Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?"
"Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim?Yöneticiye de dedim.lambanızı sikeyim,kaç paraysa veririz.Sen değerlisin benim için."
"Beni görünce yanmıyordu baba."
"Nasıl ya?"
"Görmezden geliyordu,yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni."
"E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor."
"Hadi ya! Sahiden mi?"
"Evet. Ucuzundan takmışlar.Bizimle bir alakası yok!"
Babama sarıldım, yıllar sonra.
|Erken Kaybedenler, Emrah Serbes (Sayfa 141)
"Her gün farklı bedende. Her gün farklı hayatta. Her gün aynı kıza âşık." bu cümle aslında kitabın konusunu özetliyor ama yine de birazcık yazmak istiyorum. Baş karakterimiz A her gün farklı bir bedende yaşamaktadır ve her bedende sadece 1 gün kalır bir nevi gezgin bir ruh gibi. O beden de yaşayan insanlar A'nın içinde oldukları günü
Bilmediğin, belki de hiç görmeyeceğin bir şehirden yazıyorum şimdi sana; çok acıttın beni,kırdın,kanattın. Ama tanımıyorsun beni; ben acılarımı anlatmayalı çok uzun zaman oldu, bunu da bilemeyeceksin bu yüzden ...
Gönüle giren her şey göze hoş gelir.
Birinin gönlünü bir kere kırdın mı,
sonradan yüz türlü iyilik etsen de,
o bir tek kırgınlığın öcünden sakın.
Temren yaradan çıkar, acısı gönülde kalır.
Eğer bir gönül kırdınsa senin gönlün de mutlaka kırılacaktır.
Bahçenin gülünde beka ve gül mevsiminde vefa yoktur.
Zaten bilgililer "kalıcı olmayan şeye gönül bağlamağa değmez" demişler.
İnsan hayvandan konuşmakla üstündür.
Ama doğru konuşmazsan hayvanlar senden üstün olurlar.
Sadi Şirazi