Belki Kim Olduğumu Bilirsin Sen
Kim olduğumu unuttum. Hala yazıyorum ama. Kim olduğumu hatırlarken de yazıyordum, şimdi de yazıyorum. Bu kez herkesin etrafına sarılı o bissürü hayattan yazıyorum ama. Gayet kolay. Gidiyor su gibi, kara kara kelimeler. Eskisi gibi ısssız değil galiba dünya. Fazla s'li ama. Sanki arkamda sürekli konuşan bir Johhny, bir de Mary var. Benim kim
Uykuları harman ettim, savurdum Bir mübarek düş aradım kırk sene. Ne usandım, ne yoruldum, ne durdum İçi doğru dış aradım kırk sene. Çıktım dağ boş, indim baktım ova boş Toprak garip, su tedirgin, hava boş Nere gitsem dallar kırık, yuva boş
Reklam
Açıldı yüreğim beyaz kağıda doğru.ve açıldı yüreğim yazdı kalemim , kırık gözlüklerim. Karşımda umudu tükenmek bilmeyen mavi düşlü çocuk. Vatanından kovulmuş bebekler.Vatan ümitsizlik içerisinde .mavi düşlu çocuk acıyı da vurdular çığlıklar içinde.Renkli ucurtmanini vurdular Filistinli çocuk. Vatanını da vurdular çığlıklar içinde .duymadılar seni duymadılar acını. Susma konuş.De ki " suskun mevsimler biriktirdim anamın ninni seslerinde. Kurşunlar biriktirdim oyuncak hayallerinde.suskun ağlamalar biriktirdim gözlerimde anamın cesedine inmesin diye. Seni de mi vurdular ay acı... ben Filistinli, Suiyeli, Afganistanli, Lübnanlı, mavi düşlü çocuk.Oyuncagim sapan uçurtmam taşlar. Beni kabul et ey gökyüzü taşlarımı da kabul et ağlayan gözlerle. ( özlemiş olmalıyım Mavi düşlü cocugu)..
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Kısa öykü AYŞE
İlk defa böyle bir etkinliğe katılıyorum amatörün amatörüyüm AYŞE Köyde savaşın sona erdiğine inanan yoktu ama, bir yandan da kimse sabah kahveye gidip eski gazeteleri okuyan öğretmeni dinlemiyordu. Ne günler yaşamışlardı, Moskof gelip uzun menzilli toplarla büyük kenti bombalayınca herkes taşıyabildiği ne varsa alıp
Gazze Ölüyor!...
"Dua da bir ibadettir." Gazze’de bebekler ölüyor… Gazze’de anneler ölüyor… Gazze’de soykırım kol geziyor… Gazze ölüyor ve dünya seyrediyor. Çareler tüketilmiş, çareler çaresizliğe dönüyor… İslam ülkeleri suskun… Vicdanlar suskun… İnsanlık suskun… Gazze’de çare başka yollarla bulunmalıydı, buna inanıyorum. O başka yolların neler
Reklam
2048
Gittiğinden beri keşkeler birikti içimde yığınla. Karşılıklı çay içelim, Uzun uzun seyredelim su dağı Ve sen yine çıkıp geldiğinde bir yerlerden hani şaşırdığımda buz gibi kalmak değil, Kollarına atlamak istiyorum. Madem gittin, dönmeyide bilmelisin. Adamlar var giden ardında bırakan Bazıları kırık bir kalp, kimileri dipsiz acılar bırakıyor Kimileride kundağından çıkmamış bebekler gerisinde. Sen, peki sen? Kucağıma bir ülke bırakıp gittin öylece. Dönmelisin Ve bu sonsuz bekleyis bitmeli seninle Bütün dünya bir savaş olsada, Mutlu anılar çalmalısın bana hayattan. Sevgilim Seninle uyanmak istiyorum. Ve sevgilim demek istiyorum dolu dolu. Akşam iş çıkışından eve döner gibi gelmeni, Ve seni karşılamayı istiyorum. Ben hep, hep ben yazıyorum Beni duyuyor musun? Okuyor musun? Aşksa aşk, savaşsa savaş, sevişmekse sevişmek Ya da ölmek Seninle olsun istiyorum.
Uykuları harman ettim, savurdum Bir mübarek düş aradım kırk sene. Ne usandım, ne yoruldum, ne durdum İçi doğru dış aradım kırk sene. Çıktım dağ boş, indim baktım ova boş Toprak garip, su tedirgin, hava boş Nere gitsem dallar kırık, yuva boş
Uykuları harman ettim, savurdum Bir mübarek düş aradım kırk sene. Ne usandım, ne yoruldum, ne durdum İçi doğru dış aradım kırk sene. Çıktım dağ boş, indim baktım ova boş Toprak garip, su tedirgin, hava boş Nere gitsem dallar kırık, yuva boş
Abdürrahim KARAKOÇ - Kırkıncı Yıl Hesabı
Uykuları harman ettim, savurdum Bir mübarek düş aradım kırk sene. Ne usandım, ne yoruldum, ne durdum İçi doğru dış aradım kırk sene. Çıktım dağ boş, indim baktım ova boş Toprak garip, su tedirgin, hava boş Nere gitsem dallar kırık, yuva boş
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.