"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Bir epilepsi'li olarak, bu kitabın benim için önemli olduğunu belirtmiştim. Kitap, tıbbi gerçekler diye bir kısımla başlamış. Eee tabi bana da bu gerçeklerden bahsederek incelemeye başlamak düşer.
1. Nedir bu epilepsi?
Beyindeki sinir hücreleri fazla hareketlendiğinde, kontrolsüz, gelişigüzel gibi görünen sinyaller verirler. Bu sinyallerin
Kırık camlar teorisi ; Buna göre bir binanın çoğu camı kırıksa, insanlar diğerlerini kırmakta çekinmezler ve bunu suç olarak görmezler. Hayat da buna benzer, insanlara kırıklarımızı gösterdikçe kırmaktan çekinmezler.

Kim olduğumu unuttum. Hala yazıyorum ama. Kim olduğumu hatırlarken de yazıyordum, şimdi de yazıyorum. Bu kez herkesin etrafına sarılı o bissürü hayattan yazıyorum ama. Gayet kolay. Gidiyor su gibi, kara kara kelimeler. Eskisi gibi ısssız değil galiba dünya. Fazla s'li ama. Sanki arkamda sürekli konuşan bir Johhny, bir de Mary var. Benim kim
Sen hiç görmedin
Su vermeye benzedik
Plastik çiçeklere
Hiç görmedin
Sen hiç görmedin
Dans ettik durmadan
Kırık camlar üstünde
Sen öyle
Sana benzeyen her şey gibi
Erirken avuçlarında ben
Unutuyorum
"Hüzün dediğim zaman aslında demek istediğim şey şu: İçimde çiviler, kayalar, kırık camlar ve artık konuşamadığım sözcüklerle dolu olan kara bir delik."