Küçük bir öykü. Kırılgan, çekingen ve özgüvensiz insanların acılarını, bunalımlarını ve hayatın gerçekliği ile başedemeyişlerini merak ediyorsanız bu öyküyü okuyun. #stefanzweign tüm kitaplarını okuyacağım. Hayat hikayesini okuyunca bu empati canavarının, zihin haritasını yazdıklarından keşfetme isteğine engel olamıyorsunuz.
#kızıl
#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın
Enno.
Enno bir hayalperest.
Enno sıradanlığın prangasından kurtulan farklı ve “bambaşka” biri.
Enno kendini “karahindiba” zanneden ama aslı bir orkide kadar narin ve kırılgan olan bir çocuk.
.
Merhabalar, bugün yine çocuklara tavsiye edebilmek için okuduğum ama esasında büyüklere daha uygun olacağını gördüğüm bir kitap yorumuyla geldim.
.
Enno
Bugün size #saraybosnamarlborosu eseriyle tanınan yazardan bir başyapıt önerisiyle geldim.
️Kayıt ediniz !
Meşa Selimoviç Ödüllü !
Ünü Hitler’e kadar uzanan Zagreb tiyatrolarının gözde isimlerinden yıldız çocuk Ruta Tannenbaum'un hayatı
1941’de Bağımsız Hırvatistan Devleti'nin ilan edilmesinin ertesi günü korkunç bir hızla
Bir Sanat Enstitüsünde karşılaşan iki ana karakterimiz başlangıçta birbirinden çok farklı olduklarını düşünüyorlardı. Lakin işin içine altıgenler, arılar, bolaca sanat ve kırılgan kalpler dahil olunca birbirlerini tamamlayan iki elmanın yarısı olduklarını anladılar.
Aldo ve Regan'dan bahsediyorum, size ne çok uzak ne çok yakın bu iki karakterin yaşamları biz okurlarınkine temas ettiğinde onların hayatından bir parçaymışız gibi hissettiriyor. Aldo, sanatın en pürüssüz, en yalın ve kusursuz halini görme çabasındayken Regan ise rutinde ilerlemenin iyi olduğunu hayat gayesi gibi belirlemiş ve o çizgiden devam etmenin herkes için olduğu kadar kendisi içinde iyi geleceğine inanıyordu. Bu rutini bozan halka matematik dehası Aldo oldu, alışılmışın dışına çıkan sıradışı bir birliktelik onlarınkisi.
Yazarın kalemi size sanki psikiyatrist koltuğunda oturup hipnoz etkisinde tüm yaşamınızdaki düzeni ve düzensizliği, heyecanları ya da cansız kalmış anıları tekrar etmek gibi bir hisse sokuyor. Gerçek hayattan alınan insanların kapı arasından yaşamlarını izlemek isteyenler için enfes bir kitap. Okumak isteyenler ama sıradan ama sıradışı olan kim varsa bu kurguyla tanışmak zorunda.
#seninleeterdeyalnız #alonewithyouintheether #olivieblake #martıyayınları
Bu nasıl bir acıdır böyle, bu nasıl saf ve kırılgan bir aşktır, bu nasıl bir bağlılıktır? Ah Genç Warther, kim bilir ne kadar zorlandınız en değerlinizin yanında öylece durmayı ve bir yükmüş gibi hissetmeyi.
Lotte, sana karşı bu kadar öfke dolacağımı düşünmemiştim. Öfkem Onu yavaş yavaş yok etmene sebep olan davranışların değil son noktasında Ona olan saf sevgini hissettiğini gizliden gizliye düşünmene karşıydı.
Bir insanın kendi hayatına son verme kararına gerçekten karar vermesi o an onda korku yerine saf bir dinginlik uyandırır ve bu saf dinginlik çok ürkütücüdür. Bunu karşıdan hissetmek olanaksızdır. Ama bu kabullenişin o insanda geri dönülmez durgunluklara sebebiyet vermesine neden olur ki bu onu son noktasına kadar da korur. Bazı durumlarda kendi canına kıymak dışarıdan öyle saçma ve korkakça bir davranış olarak görülür ki bu utanç vericidir.(niyetim elbetteki ölüme teşvik değildir.) çünkü o duyguyu yaşayan insanın yaşantısı o an sanki tek çıkış kapısı bu kararmış gibi görünür. Ama bu kararın oluşma süreci bir anda değil yavaş yavaş, küçük küçük düşüncelerden ve olaylardan türeyen ve damarlarınızda gezmeye başlayan bir histir. Bazen bunu kişi kendisi bile hissetmez. Hayat ne kadar zor olursa olsun, ne kadar çıkılmaz sokak gibi görünürse görünsün mutlaka bir yerde ya gözden kaçırdığınız ya da kalbinizin o an duyumsayamadığı bir çıkış mutlaka vardır. Çıkışın varlığını tüm varlığınızla hissedin ki çıkış sizi bulsun.
Yaşayan ama nefes almakta zorlanan herkese, bir gün (o gün kalbiniz kadar yakın) kendinizi nefes alırken bulacaksınız.
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021122.6k okunma
MARTİN EDEN YAHUT JACK LONDON ÜZERİNE
Uyarı : Bu inceleme eser hakkında bilgi içermektedir.
Bölüm 1 -Eserin Yazılma Süreci-
1876 Amerikası’nda doğan London,babası tarafından kabullenilmeyip adeta 1-0 geriden başlıyor Sheakespeare’in ifadesiyle hayat denen bu oyuna.Hem çalışıp hem de okurken işler daha da kötüleşince 13 yaşında okulu bırakmak zorunda kalıyor.Sonrası ise aklınıza
