352 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Siz hiç yaşadığınız evinizden, şehrinizden koparıldığınızı hayal ettiniz mi? Bakın yaşadınız mı demedim sadece hayal ettiniz mi diye sordum. Bu koparılışı, oradan oraya savruluşu yaşayan Mehpare'nin hikayesini okudum. Tabi onun hikayesine gelmeden öncesi de vardı, buruk kırık hatta kırgınlık dolu kalplerin yeteri kadar sevdayı doyasıya
Ay Parçasının Güz Yaşları
Ay Parçasının Güz YaşlarıElif Ebru Batı Wibrew · Pika · 20219 okunma
67 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
K I Z I L * Okurken kendi hayatımdan bir şeyler bulduğum bir kitap oldu yine. Stefan Zweig yine şaşırtmadı beni. 67 sayfa bir kitap ama içi ne derin anlamları olan bir kitap... Üniversiteye yeni başlamış içine kapanık, çocuksu bir hali olan gencin başından geçenler anlatılıyordu aslında. Bir yandan içindeki bu çekingenliği, çocukluğu atmak istiyor bir yandan da içinde bir korku vardı ve onu engelliyordu. Bir de kurmaya çalıştığı arkadaşlıklar, içindeki dürtüler ve sonunda yaşadığı hayal kırıklıkları... Yaşadığı üzücü olaylar sonrası okuluna dahi devam etmek istememiş okulunu bırakmıştı. Kırılgan yapısı karşılaştığı acılara dayanamamış hayattan, hayallerinden her şeyden onu vazgeçirmişti. Sonrasında karşına hasta bir kız çıkmış ve onu tekrar hayata döndürmüştü. Böylece hayat onun için yeniden başlamış olmuştu. Umutları yeniden canlanmış, okuluna tekrar kayıt yaptırmak istemiş, içini büyük bir heyecan kaplamıştı. Ancak hiçbir şey beklediği gibi olmayacaktı çünkü kendisi de hastalığa yakalanmıştı ve öleceğini farkındaydı... Kitap kısaca böyleydi tabiki buraya yazmadığım kısımlar da var ancak çok fazla kitaptan bahsetmek istemiyorum birazı da size kalsın diye :) Ben kitabı okurken bir dönem de olsa gidebildiğim üniversite anılarım aklıma geldi ve galiba bu yüzden kendimi bulmuş gibi hissettim okurken. Sizler de okuduysanız benimle yorumlarınızı paylaşırsanız çok sevinirim, keyifli okumalar :")
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202229,5bin okunma
Reklam
552 syf.
·
Puan vermedi
Hayatımı Yaşarken, Emma Goldman
Emma Goldman'ı sadece "Dans edemediğim devrim, benim devrimim değildir" sözlerinden tanıyordum. Bu anarşist, özgür ruhlu kadının hayatı müthiş bir 20. yüzyıl hikayesi. Litvanya'da doğuyor, ailesi St Petersburg'a göçüyor, sonra aile ABD'ye göç ediyor... ABD'de eyalet eyalet dolaşıp anarşizmi anlatmak için konferanslar veriyor,engelleniyor, hapse giriyor. Arkasından ABD'den sınırdışı ediliyor ve Ekim devriminden iki yıl sonra, SSCB'ye gidiyor. İki yıllık tanıklık büyük bir hayal kırıklığı. Sonrasında, kaçış ve Avrupa'da vize verecek ülke arayışı geliyor. İngiltere sığınma hakkı veriyor, İspanya devrimine destek veriyor, anarşist milislerin savaştığı cephelere gidiyor...Sadece brir hayat değil, bir tarih. Bütün bu savaşlar,göçler, sürgünlerle geçen "büyük" hayat hikayesi içinde zaman zaman -herhangi bir kadın gibi- kırılgan, aşk acıları yaşayan bir kadın olsa da nihai olarak ilkelerinden ödün vermeyen bir güçlü karakter. Özellikle gençlik döneminde birlikte olduğu, aşık olduğu siyaset yoldaşlarının hayatında konferanslara, mücadeleye daha az yer vermesi ve hemen evlenmek istemeleri dikkat çekici. Ancak Emma Goldman devlete, kiliseye, toplumun normlarına teslim olmuyor.
Hayatımı Yaşarken
Hayatımı YaşarkenEmma Goldman · Metis Yayınları · 201854 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Kitabımızdaki ana karakterin gerçekten de tuhaf bir hayat yaşadığını söyleyerek incelememe başlamak istiyorum. Aslında tuhaf yaşıyor değil de hayata tuhaf başlıyor demek daha doğru olurdu. Çünkü Benjamin Button hayata yaşlı bir bedenle geliyor. İncelememi okurken gözünüzde canlanmayacağına eminim fakat bunun başka bir tarifi olmadığına da bir o kadar eminim. Benjamin Button geliri yüksek bir ailenin beklenen bebeğiyken yaşlı bir bedenle doğması ve doğumda annenin bir hayli zorlanıp hayatını kaybetmesi onun istenmeyen bebek olmasını sağlıyor. Aslında hayatı sıradan insanlar gibi yaşayarak öğreniyor. Fakat bedeni tam bir yaşlı adam bedeni. Ruhu bebek fakat bedeni yaşlı demek doğru olacaktır diye düşünüyorum. Benjamin Button sıradan insanların tersine hayatı geriye doğru yaşıyor. Bedeni hayata başladığında yaşlı ve kırılgan olmasına rağmen yaşadıkça sağlamlaşıyor. Kitabımız bu bedeni okurun anlamasını sağladıktan sonra işte bu tuhaf hayatı anlatmaya başlıyor. Geriye giden bir beden ve hayatta ilerleyen bir ruh! Kitabın güzel bir anlatıma sahip olduğunu düşünüyorum. Hayal gücünün sınırlarını zorlayan detaylara sahip ve birçok kez okuru etkilemeyi başarıyor. Bu güzel kitabın sinemaya uyarlanmış olması da beni çok mutlu etmişti. Filminin de çok kaliteli olduğunu düşünüyorum. İzlemesi keyifli ve heyecanlıydı... Benjamin Button'ın fazlasıyla tuhaf olan bu hayatını okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,6bin okunma
486 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Başlarken içimden bir ses '' Dur ! Hemen bırak bu kitabı okumayı ! Çok ama çok üzüleceksin ! '' dese de kendimi tutamadım. Kitabı elimden bırakamadım. Okuduğum her an kalbim parçalandı. Baştan sona acı ve sevgiyle yoğrulmuş bir hikaye örüntüsüydü. Yazar karakterin hislerini başarıyla yakalayıp aktarmış. Ama hala bu konuda yazılabilecek o kadar çok şey var ki. Hoca Nasreddin' in de dediği gibi '' Bana eşekten düşen birini getirin '' 40 ' lı yaşında hamile kalan Charlotte , anne bu yaşta olunca doğan çocukların Down sendromlu olma ihtimalinin yüksekliğini öğrenip bebeğinin Down olmadığını öğrenince rahatlar. Doğum uzmanı en yakın arkadaşı Piper' dır. Hamileliğin ilerleyen dönemlerinde ise Piper' ın ne yazık ki kötü bir haberi vardır. Doğunca Willow adını alan bebek '' Osteogenesis İmperfecta '' hastalığı taşıyordur. Kemikleri cam gibi kırılgan olduğundan hapşırmak, gülmek, ani hareketler , elini kolunu bir yere çarpmak bile kemiklerini kırmaktadır. Hikayeyi Willow'un annesi Charlotte, babası Sean, ablası Amelia, annesinin en yakın arkadaşı ve doktoru Piper ve de avukat Marin anlatıyor. Her bir bireyin bakış açısından insanların Willow' a duyduğu sevgi ile yaşadıkları zorluklar arasında gidiş gelişlerini okuyoruz. Bu kitapta bulunan hiç bir karakteri suçlayamadım. Yaşayanlar bilir bu işin hiç bir suçlusu yok. Bazen hayat böyledir o kadar. Durumu kabullenir ve elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışırsınız. Umarım kimse böyle bir sınavla sınanmaz.
Cam Çocuk
Cam ÇocukJodi Picoult · April Yayıncılık · 2020949 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Enno. Enno bir hayalperest. Enno sıradanlığın prangasından kurtulan farklı ve “bambaşka” biri. Enno kendini “karahindiba” zanneden ama aslı bir orkide kadar narin ve kırılgan olan bir çocuk. . Merhabalar, bugün yine çocuklara tavsiye edebilmek için okuduğum ama esasında büyüklere daha uygun olacağını gördüğüm bir kitap yorumuyla geldim. . Enno
Enno ya da Asfalttaki Karahindiba
Enno ya da Asfalttaki KarahindibaAstrid Frank · Kırmızı Kedi Çocuk Yayınları · 2020206 okunma
Reklam
320 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.