Nazım Hikmet'in Aziz Hatırasına
Dünya tarihinin belki de en kanlı yüzyılının başında doğdu. Dönemin koşullarına göre oldukça varlıklı ve eğitimli sayılabilecek bir aileden geldi.
“Üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim” der Otobiyagrafisinde.
Paşazadeydi aslında burjuva karşıtı olmasına rağmen. Ancak çok kızardı kendisine “Paşazade” diye
“Kırk yıl cevap almasan benden, gene yaz…”
…
“Dünya dünya olalı kimselerin benim gibi sevdiğini ve sevebileceğini sanmıyorum. İnandığım en kesin gerçek bu canım.”
Dönem şairlerinin aşkı büyük olur ama Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e duyduğu aşk bir başka; çok daha derin!
Aşkının karşılığını alamamış, Leyla Erbil onun aşkını dost olarak cevaplamış
30 Yıldır Çocuğu Gibi Baktığı Ağacı Kesilen Adamın, Belediye'den Aldığı Efsane İntikam
ABD'nin Kaliforniya eyaletinde yaşayan yaşlı bir adamın 30 senedir baktığı ve büyüttüğü ağaç, belediye tarafından sırf ağacın köklerinin kaldırıma çıkması gerekçesiyle kesilince, yaşlı adam belediye başkanına bir mektup yazar ve işte o
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum.
1862 yılında otuz iki yaşındaki Lev Tolstoy, henüz on sekizindeki Sonya Behrs ile evlenmeden birkaç gün önce aralarında hiçbir sır olmaması gerektiğine karar verdi. Bu kararın bir parçası olarak günlüklerini ona okuttu ve genç kızın hem ağlaması hem de oldukça kızması onu çok şaşırttı. Günlüklerine eski aşk ilişkilerini yazarken yakında yaşayan
“Babalar alnımıza yazılan yalnızlıklardır” (H.Ali
Topbaş).
Franz Kafka’nın “
Babaya Mektup”unu okurken yalnızca dünya edebiyatında değil, bizim edebiyatımızda da baba oğul ilişkisini anlatan birçok hikâyenin ve romanın olduğunu fark ettim. Nitekim Oğuz Atay’ın “Korkuyu Beklerken”deki “Babama Mektup”undan Orhan
Ne güzel yolculuktu;
Ruhi Bey, Ahmet Abi, Yakup, Stefan, Hilmi Bey, Cemal, Bayan Sara ve diğerleri ile...
Bitti şimdilik. ..
Sizin ömür boyu şiir içinde yaşadığınız sarhoşluğu bir nebze olsun ben de yaşadım bu süreçte.
En bilinen şiiriniz Yerçekimli Karanfil'den öteye geçişim "Ne Gelir Elimizden İnsan Olmaktan Başka" ile olmuştu.
STEFAN ZWEİG’IN DOSTOYEVSKİ BİYOGRAFİSİ VE YERALTINDAN NOTLAR
Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar adlı romanı dikkatle incelendiğinde yazarın biyografisi ve eserin kahramanı arasında benzerlikler olduğu görülmektedir. Dostoyevski, eserin girişinde yaptığı açıklamada notların tamamen hayal mahsulü olduğunu söyler. Ancak ona göre toplumda
Bana şiiri sevdiren adam Necip Fazıl Kısakürek. Bütün şiirlerini topladığı bu kitap, Haşmetli azap dediği fikrin çilesini anlattığı "Çile" şiirinden alıyor ismini. Aslında günümüzde her ne kadar dünyevi bir anlamı olsa da tasavvufi bir kavramdır çile. Tasavvufta, çilehaneye girip kırk gün riyazet yapılır. Zaten çile de dilimize Farsça
Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın.
Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum.