"Sana susuz kalmış balıklar getiriyorum avuçlarımda. Fabrikaların simsiyah, kimyasal suları karışıyor yanı başında oturduğumuz sulara. Sana ölü kuşlar getiriyorum, kanatlarında paslanmış kurşunlar..."
Sana "Ne iyi insan!" dediklerinde ürkerdin; hep derinden, ürkerdin... O anda iyiliğini değil, içinde çok iyi tanıdığını sandığın halde seni her defasında şaşırtan kötülüğünü hissederdin.