Kendi kalemimden..." Yorum sizin "
Havada süzülen kırlangıçlar baharın müjdesidir bana hep. Bahar nasılda insanın içini ısıtır. Bu sabah havada uçuşan kırlangıçlarsa insanın içini ürperten bir sonbahar hatta buz kesmiş bir kış sabahı gibi adeta… Mutlu bahar sabahlarının, kuş cıvıltılarının aksine tarihin en karanlık sabahı. Arabasına öyle hızlıca binip uzaklaşmıştı ki arkasından el bile sallayamamıştım. Sandalyeye çökmüş öylece bakakalmıştım, bu kadar kolay olamazdı gidişi Bu sevimsiz, soğuk sabahın aksine bir yaz telaşı gibiydi gidişi. Arkasına bile dönüp bakmadan yeni umutlara koşmak için son hız gitmek istercesine koşup çıktı kapıdan, çıktı ve gitti. Gidişler kimine umut, kimine de karanlıktı bu sabah. Yüzündeki fütursuz bakışta yanlış mevsimde uçuşan kırlangıçların telaşlı yüzü gibiydi, o da yeni sıcak bir yuvanın telaşı içerisindeydi. Bense dağılan bir yuvanın tam ortasında kalmış yaralı bir kırlangıç kuşu… " Zeynep ÖNER "
Kitapta bulunan en sevdiğim 'kırlangıçlar' bölümü:
"Hiç ayrılmayalım, olmaz mı?"demek vardı, fakat bu pek geniş manalı ve müphemdi. Nasıl ayrılmayalım? "Bir yuva kuralım!" deseler, bu da pek bayağı kaçacaktı. '...' Dünyanın geçiciliğinden, gökyüzünün sonsuzluğundan, sulardan '..' bahsederlerken, gözleri birbirine hasretle bakar ve: "Birbirimizden nasıl ayrılacağız?" demek isterlerdi.'...'Dostluktan filan bahsederken, sesleri titriyor gibiydi; yahut onlar böyle zannediyordu. Fakat böyle zamanlarda hemen birinden biri, bir kahkaha atar ve işi alaya bozardı: içi burkulduğu halde... '...' Söylemek istediği şeyleri gözleriyle anlatmak istedi. Tam bu sırada, üzerinde oturdukları söğütten sarı bir yaprak koptu, iki tarafa sallanarak aralarından geçti ve dişinin en manalı baktığı zamanda gözlerinin önünü kapattı. Erkek bu bakışı görmedi. Fakat her ikisi de sarı yaprağı gördüler. Erkek ağzını açtı: "Senden hiç ayrılmak istemiyorum..." demek üzereydi ki, ... soğuk bir rüzgar esti. Dişi erkeğin sözlerini işitemedi. Fakat her ikisi soğuk rüzgarın sesini duydular. '...' ikisi de içini çekti. '...' Ayrıldılar... Ve bir daha birbirlerini görmediler.
Sayfa 40 - yky-yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum... Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan... Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil... Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm... Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan... Çocuksun sen, çocuğumsun
Sayfa 236 - Everest Yayınları - 2. Basım - Ekim 2021Kitabı okudu
Serzeniş
2.Şiirim🗼Yorum yapabilirsiniz👏 Soğuk rüzgarları hissettim bahçende Kırlangıçlar gülümsüyordu her köşede Ben seyyahtım sevdayı arayan Bir kalp ile bir dil ile Sancılı dağlar gördüm vadi tepesinde Düşlerimle hissettim hayalin ötesinde Ben çobandım sevdayı arayan Bir kalp ile bir dil ile Dünya döner seyri alemde Işıklar dans eder karanlığın gölgesinde Ben şairdim sevdayı arayan Bir kalp ile bir dil ile
“Bahçeye dikeceğim ellerimi, Çiçekleneceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum Ve bembeyaz yumurtalarını bırakacak kırlangıçlar Avuçlarımın mürekkep lekeli çukurlarına” FURUĞ FERRUHZAD
Ve artık sen yoksun diye
Ve artık sen yoksun diye Kırlangıçlar uğramaz oldu memleketime Papatyalar açmaz oldu dağlarımda Gelincik çiçekleri boyun büktü Yağmursuz kaldı kara toprak Göç eder oldu leylekler Uzak dağlardaki ışıklar sündü tek tek Yıldızlar daha çok peraklaştı Ay dolunaya dündü hergün Ve artık sen yoksun diye... recep_y21
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.