Kim koca reklam panolarıyla dolu bir dağa tırmanmak ister? Oysa afişler, ne havayı ne suyu ne de çiçekleri kirletiyor; hayvanlara da saldırmıyor. Ama başka bir şeyi kirletiyorlar: Güzel manzaralarda dolaşırken hissettiğimiz güzel duyguları. Hiç atık bırakmayan, hiç ses çıkamıayan arabalar icat etsek bile, bugünkünden daha çok araba görmeyi kim ister? Ya da ormanlarda, plaj boylarında dev park alanları görmeyi?
Sayfa 35 - Günışığı Kitaplığı
Atık üretmenin ve geridönüştürmenin bütün canlılar için doğal bir eylem olduğunu çoğu kez unuturuz: Soluduğumuz havadaki oksijen tamamen bitkilerden, özellikle de milyarlarca yıldır okyanuslarda yaşayan yosunların kalıntılarından gelir. Bitkiler; hayvanların ve insanların karbon gazı atıklarını tekrar kullanırlar ve hayvanların dışkısıyla beslenirler... Bütün canlılar, atık fabrikalarıdır.-Ama temiz atık fabrikaları: Yalnızca, başka canlıların geridönüştürebileceği atıklar salar ve başkalarının atıklarını geridönüştürmeyi bilirler. İnsan faaliyetleri, doğanın geridönüştüremeyeceği atıklar ürettiğinde, kirlilik sorunları yaşanır. Kirlilik; atıklarla, atılan şeylerle ilgili bir olay değildir. Kötü atıklarla ya da aşırı atıklarla ilgilidir.
Sayfa 17 - Günışığı Kitaplığı
Reklam
Tarih boyunca insanlar, doğadan ihtiyaçları olan şeyleri sağlamıştır: Evlerini inşa etmek, ısınmak, aletler yapmak için tahta; yollar yapmak için taş; ekinlerini sulamak için su... Böyle olması da çok normal. Ama bazen insanlar, doğadan çok fazla alır, doğaya çok fazla atık bırakır ve sonuçta da doğal döngülerin bozulmasına neden olurlar. İyi işleyen doğal döngülere katılmak yerine, onları kesintiye uğratırlar
Sayfa 15 - Günışığı Kitaplığı
Tarih boyunca insanlar, doğadan ihtiyaçları olan şeyleri sağlamıştır: Evlerini inşa etmek, ısınmak, aletler yapmak için tahta; yollar yapmak için taş; ekinlerini sulamak için su... Böyle olması da çok normal. Ama bazen insanlar, doğadan çok fazla alır, doğaya çok fazla atık bırakır ve sonuçta da doğal döngülerin bozulmasına neden olurlar.
Hiç atık bırakmayan, hiç ses çıkarmayan arabalar icat etsek bile, bugünkünden daha çok araba görmeyi kim ister? Ya da ormanlarda, plaj boylarında dev park alanları görmeyi?
İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan tüm atık salınımı (emissions) aniden dursa bile, iklim değişmeye devam edecek. İnsan kökenli (anthropogenic) sera gazı salınımı azalmadan devam ederse, küresel ısınmayı, okyanus asitlenmesini, çölleşmeyi ve değişen iklim görünümlerini daha da arttıracaktır. Kirlilik, doğal kaynakların aşırı kullanımı ve çevresel bozulma ile ağırlaşan bu salınımlar, dünya çapında insanlar, varlıklar, ekonomiler ve çevre düzenler (ecosystems) için ciddi, yaygın ve geri dönüşü olmayan değişikliklere yol açacaktır.
Sayfa 88 - Scala YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Dünyayı bu katı denizin üstünde batmadan tutan şey neydi? Her kitap,eser bir birikim sonucu oluşur. Yaratım sürecinde ise yaratıcı kişi, zengin hayal gücünden ve deneyimlerinden yola çıkarak eseri oluşturur. Yalnızca ham bilgi ile oluşturulan eser hazımsızlığa yol açar; iştahı kaçırır. Fakat hayal gücü ile harmanlanan bilgi o kadar lezzetlidir
Saklı Dünya
Saklı DünyaMerlin Sheldrake · Domingo Yayınevi · 202272 okunma
Nehirlerin özelleştirilmesi
Elbette ki, hava ve su kaynaklarımızın kirlenmesine yol açan büyük bir kirlilik sorunumuz vardır. Ancak sorunun kökeninde kapitalist açgözlülük, modern teknoloji, veya özel mülkiyet ya da serbest piyasa yatmamaktadır. Aksine, sorunun kökeninde yatan şey, yine, devletin özel mülkiyet haklarını korumaması veya uygulamaması gerçeğidir. Nehirler, özü itibariyle, kimseye ait değildir; böyle olunca da, doğal olarak, endüstri, çiftçiler ve hükümet birbirine benzer biçimde nehirlere zehir boca edip durmaktadır. Temiz su ve temiz hava kıt kaynaklar haline gelmiştir; ama buna rağmen, balıkçılık alanlarında olduğu gibi, hâlâ özel kişiler tarafından sahiplenilememektedirler. Örneğin, nehirler üzerinde tam olarak özel mülkiyet hakları olsaydı, sahipleri bunların kirlenmesine izin vermezlerdi. Görünürde bir çözümü olmayan hava kirliliği sorununa gelince, şunun farkında olmak gerekir ki, havaya zehirli atık bırakan fabrikalar, otomobiller ve yakma fırınlar her birimizin özel mülküne zarar vermektedir. Sadece çiftçilerin meyve bahçelerine ve gayrimenkul sahiplerinin binalarına değil, herkesin ciğerlerine ve bedenlerine de zarar vermektedir. Açıktır ki her insanın kendi bedeni üzerindeki mülkiyet hakkı kendisinin en kıymetli kaynağıdır, kirleticilerin söz konusu özel mülke zarar vermesi gerçeği, bu kirletmenin önlenmesi yönünde mahkemeden yasaklama emri alabilmemiz için yeterli olmalıdır.
Sayfa 221Kitabı okudu
Termodinamiğin birinci yasası, basitçe, hiçbir şey karşılığında bir şey elde edemezsiniz der, yani, her şeyin bir bedeli vardır..termodinamiğin ikinci yasası, toplam entropi (düzensizlik ya da kaos) miktarı­nın her zaman arttığını söyler. Bu her şeyin geçip gitmesinin, sona ermesinin gerektiği anlamına gelir; nesneler küflenmek, çürümek, paslanmak, eskimek ya da parçalanmak zorundadır. (Toplam entropinin azaldığını asla görmeyiz. Örneğin, kızarmış yumurtanın kızartma tavasından kabuğuna geri sıçradığını asla görmeyiz. Bir fincan kahvedeki şeker kristallerinin aniden ayrı­şıp kaşığınıza atladığını asla görmeyiz...Atık ısı, kaos ve kirlilik şeklindeki ent­ropi er ya da geç kendi uygarlıklarını yok edecektir. Benzer şe­kilde, gelecekteki uygarlıklar, ormanlarındaki ağaçların hepsini keserek ve dağlar kadar kağıt atığı oluşturarak bilgi üretirlerse uygarlıkları kendi bilgi atıklarına gömülecektir.
Sayfa 463 - ODTÜ Yayıncılık.
Kutup ayısından bana ne diyen duyarsıza not: sen de bir üst yırtıcısın.
Yumuşakça ve kabuklular gibi süzücü ve çürükçüller kirliliği emiyor ve sonra bunlar, balık ve diğer avcı hayvanlar tarafından yeniyor. Kuzey kutbundaki araştırmacılar, balık ve fok balıklarıyla beslenen kutup ayıları gibi üst yırtıcıların vücutlarındaki kirlilik seviyesini inceledi. Ayıların bazıları o kadar çok zehir içeriyordu ki, kendileri toksik atık sayılabilirdi.
Reklam
Bazen insanlar, doğadan çok fazla alır, doğaya çok fazla atık bırakır ve sonuçta da doğal döngülerin bozulmasına neden olurlar. İyi işleyen doğal döngülere katılmak yerine, onları kesintiye uğratırlar.
Sayfa 15 - Günışığı KitaplığıKitabı okudu
Samimi bir çevreci için, optimal habitat, milyonların dipdibe yaşadığı büyük şehirlerdir: Böyle bir şehir çokca atık, hava ve su kirliliği yaratsa da buradaki kişi başına kirlilik, kırsalda yaşayan, çağdaş ve çevre bilinci yüksek bir ailenin neden olduğundan çok daha düşüktür: Sayın yöneticimiz kır evinden işine nasıl gidip geliyor, acaba? Muhtemelen, evini çevreleyen çayır çimen kirlenmesin diye helikopter kullanıyordur…
MÜSİLAJ HAKKINDA 2
Çevre felaketi olarak müsilaj ilk olarak 1996'da Adriyatik Denizi'nde görüldü. Adriyatik ve Marmara derin denizlerdir. Marmara'daki en derin yer 1200 metre, Izmir Körfezi'nde ortalama derinlik 30 metre, en derin yeri 100 metredir. Dolayısıyla, İzmir Körfezi'nde mevsimsel olarak sürekli su değişimi olduğundan tabakalaşma görülmez. Ek olarak, İzmir
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.