"Ölümün saati yok. Yanınızdaki kişiye değer verin; kırmayın onu. Durup, durup sevdiğinizi söyleyin, özel hissettdirin. En ufak bir şey de bitti demeyin, ağlatmayın, üzmeyin. Niye mi? Çünki ölümün saati yok. Belki son görüşünüzdür, belki de son sarılmanızdır. Belki de saatler sonra ona değilde, artık toprağına dokunucaksınız, onu değilde toprağını öpüceksiniz. Sevdiklerinizin değerini kaybettikten sonra değil. Şuan bilin. Toprak aldığında geri vermez. Çünki ölümün saati yok."
“Nice cevherler var ruhumda saklı,
Teşvik kazmasıyla bir dokunsanız,
Elimden tutsa yönlendirmeniz
Ve ben ortaya çıkarsam
Göz kamaştıran definemi,
Şaşıranların başında sizler olursunuz, inanın.
Büyümeye hazır bedenim, ruhum ve cevherim.
Ne zaman acımasız bir aşağılamayla yaklaşsanız bana,
Güçlü bir balta iner en sağlam dallarıma.
Dokunmayın güvenime,
Dokunmayın cesaretime,
Dokunmayın uçmaya hazır kanatlarıma,
Ve kırmayın onları ne olur,
Ben çok zarar görürüm sonra.
Ben keşfedilmemiş bir ülkeyim
Ve sınırları çizilmemiş…”