“Bizim küçük kalbimiz, içinde duygularımız var. Kızgınlık da bir duygu, kalbimizde var KIRMIZI BALONU.”
“Bazen isteklerimiz olmaz, öfkemiz yerinde durmaz. O zaman kızarız biz, zarar vermek isteriz.”
Sonra çocuk olarak gülmeyi tekrarlatıyoruz
kırmızı balonlara
Sonra da özür diliyoruz; öyle ya balon çok önemli bir yuvarlaktır.
Biz balonun yükselmesini, göze batmasını denedik mi? diyoruz
Hayır mı diyoruz?
Sorma! Günün hiçbir saatinde bu kadar eğlenilmez.
Ben şu son günlerde ekmek yemeyi tuhaf buluyorum.
İnsanın ekmek yemesi var ya
İşte onu tuhaf buluyorum
Ben.
Sana ben olmalıyım, eskimeyi hızlandırırdık.
Bir gemici vardı geçenlerde eskidi gitti
Balıklar deniyordu, balığın gittiğini, çünkü sadece bir gidendi balık.
Hiç unutmam bir gün kalabalığı deniyordum kendimde.
Bana sen olmalıydın, kovulmalarımdan ötürü sığınacak
Ama hep BİZ oluyoruz dünyada,
Biz.
Derinlik.
BİR ŞAL.
Bir şal, bir şapka, incinme, kırmızı bir balon, bir astar ve bir cızırtı, konuşmaların cızırtısıdır.
Bir şal, bir düğün, bir parça balmumu, küçük bir ya pıdır. Bir şal.
Bir bilet seç, garip adımlarla ve oyuklarla seç. İçi boş bir kemer var, bir kemer bir şaldır.
Biraz berbat etmiş bir tabak, hepsi de biraz öyle.
Sevindir bir turu, bilettir bu.
Bir kahkaha ve dudak, rahat bir tırmanış, bir ambar ve bir saban ve ufak bir seçimin onu işaret ettiğini söylemek yanlıştır.