Kırmızı Başlıklı Kız

Kırmızı başlıklı kız ( av dönencesi) setinden sonra aldığım ikinci fantastik kitap. Kitabı okuduğunuzda çoğu olaya aşırı şaşırmıyorsunuz veya donup kalmıyorsunuz ama yazar öyle güzel betimlemiş ki kitap sizi içine çekiyor. Fantastik olarak düşündüğümüzde çok farklı bir konusu var. İçinde ne bir kurt adam ne de bir vampir var ama yine de yazarın farklı bir fantastik bakış açısıyla "Melekleri" yazması insanı meraklandırıyor. Kitabın içindeki ana karakterimiz Patch'i okurken aşık oluyorsunuz. Gerçekten kafamda çok cool bir melek canlandı. Kitapta bazen sinir olduğunuz noktalar oluyor. Mesela diğer ana karakter kızımız Nora (bu bir spoiler sayılmaz. Okuyabilirsiniz) bana göre tam bir mal. Salondan mutfağa su içmeye gitse "potch no dor¿ - Potch no doşonor¿" kafasında olması beni çok gıcık ediyordu. Bazı olayları kendi başına çözebilmeli. Kitap hakkında en büyük hayal kırıklığım, ana karakter olan sevgili kızımız Nora'nın 16 yaşında olması... Yazarın en büyük hatası norayı on altı yaşında yapmak olmuş çünkü kitabı okurken on altı yaşında birini hayal etmiyorsunuz. Yirmi - yirmi iki yaşlarında genç hayal ediyorsunuz. Kitapta geçen bazı olaylar on altı yaşındaki bir gencin yapabileceği şeyler değil bana göre. Neyse kısaca bu kitaba her ne olursa olsun bir şans verin. Harika bir kitap. Bir kitap bittikçe diğer kitaba geçmek istiyorsunuz

Çocukken okuduğum bir masaldı. Yalın ve insanı heyecanlandıran, sürükleyici bir yazı dili var. Ancak gerek kurdun kurnazlığı, gerekse artık saflığa kasar varan o iyi niyetle; iyi bir örnek olduğunu düşünmüyorum. Çünkü dünya artık kötü bir yer... Çocuklarınızı bu kadar saflığa varacak iyi niyetle yetiştirirseniz, gelecekte bu kötülüklerle dolu dünyada çok acı çekerler. Sadece bu yönüyle eleştiririm, dikkat edilmeli! Çocuğum olursa yine değiştirmem gereken masallardan biri... Daha çok insanın içinde eşit miktarda iyilik ve kötülükle doğduğuna, seçimini kendisinin belirlediğine yönelik değişiklikler yaparım.

Merhabalar,
Uzun zamandır basılı olan ama benim bir türlü okumaya yanaşmadığım bir seriydi Ay günlükleri serisi. Fantastik-Distopya ve bilim kurgu içeren bir seri. Bu türde okumayı sevmeme rağmen karekterleri bakımdan okumaya pek yanaşmıyordum işin gerçeği. Çünkü tüm karekterler masal kahramanları ve benim çocukken okuduğum bu masal kahramanlarının kafamdaki imajlarıyla kitabı okuyunca pek keyif alabileceğimi düşünmemiştim ama seri bitince oldukça keyifle ve heyecanla okuduğumu fark ettim.

Serinin baş masal kahramanları Cinder (Cinderalla) ve İmparator Kai olmasına rağmen ben bir türlü bu iki kahramanı da sevemedim. Benim açımdan bu iki karekter seri boyunca ana karekterler olmalarına rağmen kesinlikle konu mankeni gibi kalmışlardı. Hele koskoca bir imparator olan Kai’nin bu kadar pasif olması herşeyi kabullenip boyun eğmesi bana çok itici geldi. Cinder’in ise bir türlü gerçek kimliğine tamamen sahip çıkıp kabullenmemesi insanı bir noktadan sonra bezdiriyordu. Ama diğer kahramanlara kesinlikle bayıldım mücadeleleri, gel gitleri, partnerleriyle olan ilişkileri, verdikleri savaşta ki davranışları kararları çok gerçekçi yansıtılmıştı ve bence mükemmeldi. Favorim Scarlet (Kırmızı başlıklı kız) ve Winter’di.(Pamuk prenses).Hele partnerleri Wolf ve Jacine inanılmaz güçlü ve duygusal naif erkek karekterlerdi ki ben böyle erkek karekterleri okumayı çok severim.

Yazar Cinder ve Kai anlatırken her yeni kitapta yeni bir masal karekterini işin içine katıp o şekilde ilerlemiş ki çok güzel olmuş çünkü ben okurken bu sayede hızlı bir şekilde okuyup bitirebildim seriyi. Zira ana karekterlere ısınamadığımdan yeni karekterler olmasaydı kesinlikle seri yarım kalırdı gibime geliyor :) Karekter fazla olduğundan okurken ilginiz diğer karekteri sevmesenizde kopmuyor. Yazarın kurduğu dünya gelecekte yer alırken, işin bilimkurgu ve fantastik öğeleri de öyle abartılı yada mantıksız değildi oldukça ince hesaplarla kaleme alınmıştı. Anlayacağınız iki karekter dışında benim sevmediğim başka bir şey yoktu seride.(Birde bu karekterlerin yaşlarını niye bütün yazarlar bu kadar ufak yazıyor Allah aşkına? Gerçi ben artık kafamda o yaşları düşünmemeye çalışıyorum çünkü karekterin 16 yaşında olduğunu aklıma getirdiğimde kesinlikle kitaptan kopuyorum.) Bu seriye ait birde Uzak diyarlar varki o kitap benim sevdiğim Wolf karekterini daha detaylı anlatıyor en kısa zamanda okunacaklara eklendi. Birde Kalpsiz kitabı var seriye dahil olmayan Alice harikalar diyarı masalından uyarlamaymış onuda okumayı planlıyorum.

Bu türü sevenler için kaliteli bir seçim olur bence seriyi okumak. Özellikle genç okur kitlesinin oldukça seveceğini düşünüyorum.