"İnsan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer Suyunda yüzen balığa Toprağını iten çiçeğe Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine Konyanın beyaz Antebin kırmızı düzlüğüne benzer Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir Denize benzer ki dalgalıdır bakışları Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına Öylesine benzer ki Ve avlularına (Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi) Ve sözlerine (Yani bir cep aynası alım-satımına belki) Ve bir gün birinin adres sormasına benzer Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına Minibüslerine, gecekondularına Hasretine, yalanına benzer"
Ten renklerinin sırrı :
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Allâh Teâlâ, Âdem’i yeryüzünün her tarafından aldığı bir tutam topraktan yaratmıştır. Bu sebeple Âdemoğullarının, o topraklara izafeten bir kısmı kırmızı, bir kısmı beyaz ve siyah, bir kısmı da bu renklerin karışımındaki bir renkte; bir kısmı yumuşak, bir kısmı sert, bir kısmı iyi huylu, bir kıs­mı kötü huylu olarak (yâni muhtelif istîdâd, hususiyet ve ka­rakterde dünyâya gelmiştir.” (EbûDâvud, Sünnet, 16
Reklam
“İyi o halde, bize beyaz ve kırmızı bir bayrak yapsın. Bundan böyle yeni renklerimiz kırmızı beyaz olacak!”
Tahsisat, derler. Nasıl bir şeydir bu tahsisat; bilinmez. Kimse bu güne kadar yüzünü görmemiştir tahsisatın. Tahsisat yüzü görmüyoruz, derler. Bu sözden biliyorum bir yüzü olması gerektiğini. Aslında çok yüzsüzdür bu tahsisat. O kadar yazılır, çizilir: tahsisat istenir. Bana mısın demez. Uzun süre gelmez. Tahsisat yok derler. Sonra, tahsisat geldi derler. Gene kimse görmez tahsisatı. Bir de bakarsınız tahsisat bitmiş, işler bitmeden. Tahsisat olsaydı diye dövünürler. Tahsisat olmadan nasıl icraat olur? İşte bir soyut kavram daha. İcraat. Mesela, içindeki bulanık suda, kırmızı olduklarını tahmin ettiğim balıkların yüzdüğü şu havuz bir icraattır. Hükümet meydanında görülen beyaz boyalı, buzlucamlı fenerler icraattır. Tahsisat, verilir; icraat, yapılır. Ayrı ayrı fiillerdir bunlar. Yazıyı merkeze gönderen memura soruyoruz: tahsisat nedir? Hayretle yüzümüze bakıyor: Ankara’dan gelir, diyor. İstediğimiz cevabı alamadan üzülerek ayrılıyoruz. Hükümet Konağı eski bir bina Olric.
Sayfa 62 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
Ay ve yıldızı da eklemeyi unutmayın çocuklar!...
"Öyleyse kırmızı -beyaz bir bayrak diksin bize.Bundan böyle bayrağımız kırmızı -beyaz olacak"
Sayfa 32 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
DÜLGER BALIĞININ ÖLÜMÜ Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlıyken pulları kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmağa değer. Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?.. Mümkün olsaydı da balolara canlı balık sırtlarının yanar döner renkleriyle gidebilselerdi bayanlar; balıkçılar milyon, balıklar
Reklam
Sıska adam kazanın içinden çıktı, gözlerini Harry'ye dikmişti... Harry de üç yıldır kabuslarına giren bu yüze baktı. Bir kurukafadan da beyaz bir ten; iri iri açılmış, öfkeli, kırmızı gözler; delik niyetine iki ince yarığı bulunan, bir yılanınki gibi yassı bir burun... Lord Voldemort hayata dönmüştü.
ÇATIŞMA Çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın sonundaki boşlukta; birtakım ecza şişelerinin küçüklü büyüklü, sıra sıra dizildikleri, ağızlarını açıp bekleştikleri zamanı; ötekisi ile; sıcacık bir oda ve bir sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden bozulmaya, delirmeye, canlanmaya hazırlandıkları zaman
Üstüm başım toz-toprak, Gözüm-gönlüm tüm çiçek, Beyaz, sarı, kırmızı, yeşil. Onu düşünüyorum; Kimseden saklanacak gibi değil.
Sayfa 264
Kanada'dan aldığı kalın gömlekleri eski ayakkabılarını, kar külahını giyer, geyik başlı bastonunu koltuğunun altına sıkıştırır. Zulmedecek, kendi üstünlük hastalığını şehvet gibi tatmin edecek bir biçare insan arardı. Yüzü ve dudakları al al, bıyıkları kıpkırmızı olduğu halde bir yeşil gülümseme ile dört yanına bakardı, üstü başı, omzu kıçı bir hizada korkunç bir mahlûktu. Hiçbir hayvan, onun kadar çirkin olamazdı. İhtiyar çöpçü atları güzeldi. Uyuz eşekler güzeldi. Her tarafı yırtık, gözleri irinli hasta kediler güzeldi. Sokak köpekleri ne güzeldi! Hamamböcekleri, zinalar harikuladeydi. Bizim çirkin dediğimiz; yüzleri bilinmiş, tadılmış, resmi çizilmiş olmayan kendi halinde insancıklar güzeldi. Ama o, sıhhatli yanaklarına, beyaz dişlerine, kırmızı bıyıklarına, kumral saçlarına rağmen çirkindi.
Sayfa 14
Reklam
“ …Canlıları ancak tatlılıkla yola getirebilirsin. Aklen, bu kadar geri kalmış yaratıkları, kuvvete baş vurarak ele geçiremezsin. Oysa kimi kişiler terörle her şeyin yapılabileceği inancındadır... Hayır, hayır: Terör hiç bir zaman bir çözüm yolu değildir, ister beyaz olsun, ister kırmızı... isterse de kahverengi. Terör algılama yeteneğini tümüyle uyuşturur.”
epub
Mavi , kırmızı , beyaz ve siyah ; Her renk ayrı bir hatıradır ah !
1Domuz yağı, isminin kökeni hakkındaki pek çok rivayetten bir tanesi at sütünden mamul olduğuna dayandırılan caciocavallo (cacio: "peynir", cava/lo: "at". Evet, aklınıza gelen doğru, "kaşkaval") ve fesleğenli pizza; 2) Balıktı pizza; 3) Domates sosu (kırmızı), mozzarella peyniri (beyaz) ve fesleğen (yeşil) konularak yapılmış italyan bayrağı rengindeki pizza. Kraliçe tabii sonuncu, yani üç renkli olanı beğeniyor. Bu çeşit de modern pizzanın en yakın atası kabul edilen Pizza Margherita olarak vaftiz ediliyor. Hem kraliçe yemiş, hem de ulusalcı bir anlama bürünmüş.
Ala Rengîn nin ilk kullanması
Kürdistan teali cemiyeti (İstanbul'da kurulan Kürt teali cemiyeti) Cemiyet binasına kürdün güneşli ve üç renkli (kırmızı, Beyaz, yeşil) bayrağını keşide eti (çekti)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.