Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
329 syf.
·
Puan vermedi
Kemal Ateş'in Toprak Kovgunları adlı romanı kırsal kesimden şehre göç eden insanların şehirdeki yaşamını ve yaşam mücadelelerini konu edinen bir eser.Özellikle gecekondulaşma ve gecekondu mahalllerindeki yaşam, buradaki insanların şehirli insanların yaşayışına olan özlem, kır-kent çelişkisi değinilen önde gelen konular olarak dikkate çarpmaktadır.
Toprak Kovgunları
Toprak KovgunlarıKemal Ateş · İmge Kitabevi Yayınları · 200520 okunma
Modern zamanların -belki de bütün insanlık tarihinin-en büyük kitle katliamının ilerici bir rejimde olduğunu itiraf edememişlerdi. 1917 ile 1959 arasında 60 milyonu aşkın insan öldürülmüştü Sovyetler Birliği'nde. Bu kitle katliamları örtbas edilmemişti: Kamu politikasıydı. Heller ile Nekrich şöyle yazar: Sovyet halkının kırsal bölgedeki kıyımlardan haberi olduğuna şüphe yoktur. Zaten gizlemeye çalışan da olmadı. Stalin 'sınıf olarak kulakların(zengin Rus köylüsü) tasfiyesi' hakkında açıkça konuştu, bütün yaverleri de aynı nakaratı okuyordu. Tren istasyonlarında kent halkı, köylerden kaçmış ve açlıktan ölmek üzere olan binlerce kadın ve çocukla karşılaşıyordu.
Sayfa 87
Reklam
259 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Turgenyev’in en sevdiğim romanı olan Babalar ve Oğullar eseri, iki nesil arasındaki çatışmayı, Bazarov’un ve Arkadi’nin duygusallığa başkaldırılarındaki aşamalı çöküntülerinde ve özellikle Bazarov’un Mamade Odintsova’ya ve Fenichka’ya olan aşkında görüleceği gibi bir çift karakter çalışmasıyla ortaya koymuştur. Bazarov, romanda nihilist görüşleri
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144,4bin okunma
161 syf.
6/10 puan verdi
‘’Kapitalizm ve Modernlik’’ ve ‘’Tarih Hırsızlığı’’ gibi kitapların yazarı Jack Goody Avrasya mucizesi adlı bu çalışmasıyla öteden beri tartışılagelen Avrupa’nın mutlak üstünlüğü teorisine eleştirel bir bakış açısı getirmektedir. Jean Baechler, John Hall, ve Michael Mann’ın aralarında yer aldığı bir grup Avrupalı entelektüel 1980lerde bir
Avrasya Mucizesi
Avrasya MucizesiJack Goody · Küre Yayınları · 20135 okunma
Manhattan'ın merkezinde bir kişinin, on dakikada 220.000 insanla "karşılaşabileceği" tahmin edilebilir. Tabii ki, herkes için ayrı ve özel bir dikkat göstermeye imkan olmadığından, insanlar her yeni girdiye daha az zaman ayıran ve az önem veren bir çeşit eleme yeteneği geliştirirler. Kent insanları, genellikle cepciler ve sarhoşlar gibi "düşük özellikli" kişilere yüz vermezler. Sokaktan aşağı basit bir yürüyüş, "arzulanılmayan uyarıcılar" olarak değerlendirilen kişilere, dostane olmayan, asık bir surat takınma provasına dönüşür. Kent insanları, ruh sağlıklarını korumak için, seyrek nüfuslu kırsal kesim insanından daha az sayıda insanla dostluk kurar. Komşular genellikle tamamen anonimdir. Bir cankurtaran sandalında her yan suyla çevriliyken, içecek bir damla su bulamayan denizcilere benziyoruz. Aşırı kentleşmiş bir yaşam, etkin politik katılımı yok etme eğilimindedir. Küçük bir kasabada, yerel bir konuyu konuşmak için belediye reisine herkes gidebilir. Fakat büyük bir kentte bireyin fikri ve katılımı neredeyse anlamsız hale gelir. New York Şehir Meclisi'nin her elemanı yaklaşık 289.000 insanı temsil eder. Yılın her günü, başka bir iş yapmadan, sadece seçmenlerinden her biri ile onbeşer dakikaya sekiz saat ayırsa, meclis mensubu sadece 10.000 kişiyle görüşebilir.
Üçüncü Dünya bugün, klasik emek yoğun kırsal bölge ve sermaye yoğun sınai metropol klişesinden ziyade sermaye yoğun kırsal bölge ve emek yoğun sanayisizleşmiş kent örnekleriyle doludur. Başka bir deyişle, "aşırı kentleşme"yi iş arzı değil, yoksulluğun yeniden üretimi yönlendirir. Neoliberal bir dünya düzeninin geleceği yönlendirmek için başvurduğu beklenmedik yollardan biridir bu.
Sayfa 31
Reklam
Açıkça görülüyor ki bedevi (kırsal, göçer) umran (toplum) ilkel, eksik ve geri bir umran iken hadari (kent, kasaba ve köylü, yerleşik) umran gelişmiş, mütekamil ve ileri bir umrandır. Onun için toplum hayatı hadari umran yönünde seyreder. Zira gelişme ileriye doğrudur. Bununla beraber İbn Haldun bedevilerin cesaretini, hayırseverliğini, insancıllığını, ahlakını ve dindarlığını takdir eder hatta bu yönden onlara hayran olur. İyi olan her şeyin kökünün ve bozulmamış şeklin onlarda mevcut olduğunu ifade eder. Hadariliğin bir çok insani erdemleri ve değerleri bozduğunu savunur. Gelişme hadariliğe, kırdan kente doğrudur ama hadarette ve kentte de insanı insan yapan üstün meziyetler ve insani hasletler bozulduğundan gelişme ve ilerleme bir bozulma ve çöküşle noktalanır.
Sayfa 72 - Harf YayınlarıKitabı okudu
SALKIM SAÇAK
Salkım saçak dal uçlarından Gelen bahar gibisin Bilsen, nasıl açtığını ve büyüdüğünü Anlasan bahara batan güneşlerin rengini Anlasan sen yokken buralarda neler oldu Neler koptu, harman yerinde yıldızlar düştü Düştü hepsi birer birer Yakalamak için koşmak mı, durmak mı gerek Geçip giden hayattır önümüzden Bilmek mi, bilmemek mi gerek? Bir
Kapitalizmin bıraktığı ve komünizmin ilk evresinde kat be kat çoğaltılan zenginlik sayesinde komünizm, yoluna tüm maddi ürünlerin müthiş bir bolluğuyla başhır. Geniş ölçekli planlama son derece başarılı olmuştur. Teknolojinin gelişimi öyle bir seviyeye ulaşmıştır ki, neredeyse her şey mümkündür. Boş araziler tarıma açılmış, kırsal
Komünist Manifesto
1. Topraktaki mülkiyetin ortadan kaldırılması ve tüm rantların kamusal amaçlar için kullanılması. 2. Artan oranlı ya da kademeli, ağır bir gelir vergisi. 3. Tüm miras haklarının ortadan kaldırılması. 4. Bütün göçmen ve isyancıların mülkiyetine el konulması. 5. Sermayesi devlete ait ve tam bir tekele sahip olan ulusal bir banka aracılığıyla kredinin devletin elinde merkezileştirilmesi. 6. İletişim ve ulaşım araçlarının devletin elinde merkezileştirilmesi. 7. Devletin sahip olduğu fabrikaların ve üretim araçlarının genişletilmesi; çorak arazilerin tarıma elverişli hale getirilmesi ve ortak bir plan uyarınca genel olarak toprağın iyileştirilmesi. 8. Herkes için eşit çalışma yükümlülüğü, özellikle de tarım alanında sanayi ordularının kurulması. 9. Tarım ile imalat sanayilerinin birleştirilmesi, nüfusun ülke sathına daha eşit bir şekilde dağılması sayesinde kent ile kırsal alan arasındaki ayrımın giderek ortadan kaldırılması. 10. Bütün çocuklar için kamu okullarında parasız eğitim. Bugünkü biçimiyle çocukların fabrikada çalışmalarına son verilmesi. Eğitimin sanayi üretimiyle birleştirilmesi, vb.
Sayfa 4
Reklam
Katliam
8: 18 RAB Yeşu'ya, "Elindeki palayı Ay Kenti'ne doğru uzat; orayı senin eline teslim ediyorum" dedi. Yeşu elindeki palayı kente doğru uzattı. 8: 19 Elini uzatır uzatmaz, pusudakiler yerlerinden fırlayıp kente girdiler; kenti ele geçirip hemen ateşe verdiler. 8: 20 Kentliler arkalarına dönüp bakınca, yanan kentten göklere yükselen dumanı gördüler. Çöle doğru kaçan İsrailliler de geri dönüp onlara saldırınca artık kaçacak hiçbir yerleri kalmadı. 8: 21 Pusuya yatmış olanların kenti ele geçirdiğini, kentten dumanlar yükseldiğini gören Yeşu ile yanındaki İsrailliler, geri dönüp Ay halkına saldırdılar. 8: 22 Kenti ele geçirenler de çıkıp saldırıya katılınca, kent halkı iki yönden gelen İsraillilerin ortasında kaldı. İsrailliler tek canlı bırakmadan hepsini öldürdüler. 8: 23 Sağ olarak tutsak aldıkları Ay Kralı'nı Yeşu'nun önüne çıkardılar. 8: 24 İsrailliler Ay Kenti'nden çıkıp kendilerini kırsal alanlarda ve çölde kovalayanların hepsini kılıçtan geçirdikten sonra kente dönüp geri kalanları da kılıçtan geçirdiler. 8: 25 O gün Ay halkının tümü öldürüldü. Öldürülenlerin toplamı, kadın erkek, on iki bin kişiydi. 8: 26 Yeşu kentte yaşayanların tümü yok edilinceye dek pala tutan elini indirmedi. (Yeşu-The Book of Joshua)
Buraya kadar iyi geldik. Ülkeyi 3.5 kat büyüttük... Bundan sonra Türkiye, yeni viteste yol alacak. Başkanlık vitesinin temel dinamikleri, hızlı, etkin karar süreçleri ve güçlü liderlik... Seçmen, Recep Tayyip Erdoğan'ı başkan olarak seçti. Önümüzde çetin, uzun, yoğun bir yol var. Ekonomi ajandası ise hayati öneme sahip. Başkan Erdoğan, önemli
Burjuvazi, kırı kent egemenliği altına soktu. Koskoca kentler yarattı, kentli nüfusu kırsal nüfusa göre büyük oranda artırdı ve böylece nüfusun önemli bir bölümünü kırsal yaşamın bönlüğünden kopardı. Köyü kente bağımlı kıldığı gibi, barbar ve yarı barbar ülkeleri uygar ülkelere ve köylü halkları burjuva halklara, Doğuyu da Batıya bağımlı hale getirdi.
344 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.