seni özlemek kalbimi tek ayak üstünde bekletiyor, seni özleyince uçurtmam ağaca takılıyor gibi hissediyorum, çok sevdiğim bi yolda yürürken ayakkabım vuruyor gibi, seni özleyince misafir çocuğu en sevdiğim oyuncağı kırıyor sanki, sevinçle aldığım dondurmam tadına bile bakamadan külahtan kayıyor, ayakkabıma sakız yapışıyor, tadım kaçıyor, topum kaçıyor, pazarda özenle seçtiğim meyve eve gelince yavan çıkmış ya da kekimi fırında unutmuşum gibi bir his seni özlemek, dudağım bükülüyor, trafik sıkışıyor, kalbim sıkışıyor, canım sıkılıyor seni özleyince, seni özleyince uykumun boynu bükülüyor, yani hep..seni güzel şeylere benzeterek anlatmıyorum hiç, çünkü güzel şeyler sana benziyor. ben bir yoncayı, bir gülibrişim ağacını, bir saka kuşunu nefis bir kış çayını, tarçın kokusunu sana benzeterek övüyorum. SEN benim güzellik cetvelimsin..sen nerelerdeymişsin bunca zaman, nasıl da birikmiş yokluğun, gelişin tüm yarım hikâyeleri tamamladı. kuyruğunu arayan yıldız, pelerinini bekleyen kahraman, şafak sayan asker, her şey hep seni beklemiş meğer. sen dünyayla aramdaki eksik tutkalmışsın, gecenin ortasında yanmayan o sokak lambası, bir masalın kayıp kahramanıymışsın. sen bir kuşun gökteki boşluğu, bir çiçeğin eksik kokusu sen geldin tamam oldu herşey. sen geldin saçlarım örüldü, gurbet bitti, evime döndüm. bir kırık kemik kaynadı içimde seni görünce, alçısız, sargısız. dallarıma su yürüdü, omuzlarım büyüdü, dünya aslında benden bile küçükmüş..