Gözlemlediğim kadarıyla pek çok kişi bu kitabı yarım bırakmış veyahut bir şey anlamadığını öne sürerek beğenmediğini dile getirmiş. Ben de bu karmaşıklığa bir nebze de olsa açıklık getirme amacı ile bir inceleme yazmak istedim.
Fyodor Dostoyevski külliyatı kronolojik okuma maratonumun 11. kitabı olan
Kürk Mantolu Madonna kitabı, en çok okunan, en çok satılan kitaplardan… günümüzde 1000 adet basılan üç-beş bin satılan kitaplara baktığınız zaman yıllar geçtikçe şarap gibi yıllanan tadı artan bir eser. Ve tüm zamanların en hüzünlü aşk öyküsülerinden biri olmakla kalmaz, aynı zamanda, edebiyatımızın en başarılı psikolojik anlatılarından da birisidir. Yenilmiş, yenilgiyi kabul etmiş ,silik,
Tutunamayanlar , içine kapanmış bir insan kişiliği üzerine yapılmış irdelemeler, o kişiliğin ardındaki çok zengin bir duygu ve düşünce dünyasının tasviri, kullandığı
dilin sadeliği , fenomen hale getirdi. Uzun hikaye türünde yazılan eser bizlere ,Başlarken Raif’in gençliğini ve duygularını yabancı bir ülkeye gelmenin çekingenliği,onun aşkı bulması… , daha sonra ise bir insan nasıl çökeri, nasıl hiçliğe düştüğünü, çevresine nasıl yabancılaştığını okuyacaksınız. Onun yerine siz keşke şöyle olsaydı da böyle gelişseydi diyeceksiniz. Keşkeleriniz hiç bitmeyecek.
Bana Yunan trajedilerini hissettirmişti okurken. ( Gerçi biz bunu Yunan dostlarımıza nasıl kaptırdık.)Önce bir hazırlık dönemi, ardından gelen mutluluk ve onu takip eden yıkım. Size geçmiş aşklarınızı mı hatırlattı yoksa!
Kitabı okumayanlar kesinlikle okumalı. Bu eser haricinde
Sabahattin Ali tüm eserleri okunmalı. Geçmişteki siyasi görüşleri ile değil kitapları ile artık damga vuruyor.
Sabahattin Ali sevenlere, farklı bir dille ve anlatım ile okumak isteyenlere,
Kitabı yorumladığım video yayında bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz :) youtu.be/npkir3zRJG0
Bu kitabı yorumlamak uzun zamandır istiyordum fakat bir türlü vakit bulamıyordum. Youtube'daki kanalı ilk açtığım zamanlar yorumlamıştım fakat tam olarak kendimi ifade edememiştim bundan dolayı tekrar yorumlama kararı aldım. Tabii bu kitabı
YouTube kanalımda bu tür ölmeden önce okunması gereken değil okumadan önce ölünmesi gereken çay edebiyatı kitapları için içerikler hazırlıyorum: ytbe.one/xHTvIh7z7ws
Eyvallah 1 kitabı tarifi için malzemeler:
2 su bardağı tasavvuf
1 su bardağı yağmur suyu
5 çay kaşığı çay
1 demet fesleğen
200 ml. Neutrogena bakım kremi
2 tatlı kaşığı
Selahattin Tomar beyin kalemine sağlık bir çırpıda okunacak harika bir kitap….okurken resmen duygu patlaması yaşadım…. Hayatın gerçeklerin den yola çıkarak kaleme aldığı bu kitaptaki yaşananlar malesefki gerçekten yaşanıyor özet geçmek gerekirse Oktay adlı kişinin kişiliği karakteri beş para etmez biriyken yaşadığı olaylar dan sonra anlayışlı ve kişilik sahibi bir birey oluşunu anlatıyor…..insanlara karşı duyarlı olabilsek keşke….. fazla uzatmayayım herkese şiddetle tavsiye ediyorum bu kitabı kesinlikle herkes okumalı ve yazarımıza da başarılar diliyorum umarım kalemine yüreğine sağlık ….
Genelde bu tip popüler olmuş romanları okumam bir de yazarı kişisel gelişim konusunda popülerse kitaba bakmam bile! Ancak, kitap kulübümüzdeki arkadaşım yazarın farklı bir tip olduğundan ve
Çırak kitabını okuduğundan bahsetti ve çok övdü. Ben de
Havass romanına bir şans vermek istedim.
Ayhan Özden'in "Havass" romanı, gizemli casusluk ve entrikalarla dolu bir macera sunuyor. Romanın temposu ve akıcılığıyla sürüklenirken, zaman zaman karakterlerin iç dünyalarının daha derinlemesine işlenmesini arzuladım. Aytuğ Altındal'ın karmaşık kişiliği ve Juna ile olan ilişkisi oldukça ilgi çekici, ancak bazen detaylara daha fazla odaklanabilirdi. Yine de, Illuminati ve ezoterik sembollerin romanın merkezine yerleştirilmesi, hikayeye gizemli bir boyut katıyor ve okuyucuyu etkisi altına alıyor. "Havass," hayal gücü ve araştırma yeteneğiyle dikkat çeken Ayhan Özden'in kaleminde hayat bulan bir eser olarak kesinlikle dikkate değer.
Kadınlar Ülkesi bana göre devrimsel bir şaheserdir. Nedenine gelecek olursam, 21. yüzyılda dahi ‘’feminizm’’ kelimesinin çoğu odalarda ‘’soğuk rüzgârlar’’ estirdiği reddedilemeyecek bir gerçektir. Buna rağmen, 100 yıl öncesinin toplumu göze
Evveliyetle söylenmelidir ki Huzur’u okumak iç nizamın düzenli işleyen çarklarına pas bulaştırmaya atılan ilk adımdır. Eğer öncesinden, benim gibi, iç nizamınız paslanmaya başlamışsa bu oluşumun daha hızlı gerçekleşeceğine inanılmalıdır. 1 günlük anlatı zamanının arasına sıkıştırılan 1 yıllık anlatılan zamanın; büyük bir aşkın gölgesinde koca bir
Hayatta tek başarı elde edememiş, kendini ispatlayamamış birini gidip severseniz o da evi ve düğünü ile hava atıp egosunu tatmin etmek isteyebilir. Lakin dünyada birilerine hava atma gayesi gütmeyen, kişiliği oturmuş, gözü tok bir çok kadın da var.
Bilin istedim. 🍁