336 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Bir nevi ebeveynlik el kitabı. Çocuk gelişiminin esaslarını bilimsel araştırmalarla desteklenmiş sohbet tadında yazılmış çok güzel bir kitap. Saniye Hoca’yı sosyal medyadan da ziyade fuarda kitabını imzalatırken tanıdım. Gerçekten profesyonelliği ve güler yüzlü, candan yaklaşımıyla ne kadar kişilikli bir insan olduğunu da belli etti. Emeklerinin kendisini iyi yerlere getirmesi temennisindeyim. Takibimdeki nadide yazarlardan…
Çocuğumun Beyninde Neler Oluyor?
Çocuğumun Beyninde Neler Oluyor?Saniye Bencik Kangal · Elma Yayınevi · 2021558 okunma
Hep düşündüğüm...
Evet efendim, 19 yüzyılın zeki insanı önce kişiliksiz olmalıdır. Etik yönden de zorunludur öyle olmaya. Kişilikli faal insan genelde dar kafalıdır. 40 yıllık hayatımda vardım kesin kanaatimdir bu benim. Kırk yıl Bir ömür demektir yaşlandım sayılır. Aslında, 40 yıldan fazla yaşamak da yakışık almaz, basitliktir, ahlaksızlıktır! Budalalar, alçaklar yaşar kırk yıldan fazla.
Reklam
Çokça haklısınız bay Rilke ..
Modern yapıların bir şablona göre yapıldığını düşünür ve bunda estetik bir zevk bulmaz. Eski güngörmüş, kişilikli evler, küçük de olsalar, ona göredir. Bu tavır elbette yeniye karşı bir tavır değildir. Ama yeni, niteliksiz ve kişiliksizdir, bir şab­londan çıkmıştır. Dolayısıyla orada barınmak zorunda kalan insanları da bireyleştirmek, kişilik ve karakter kazandırmak yerine, yığınlaştıracaktır.
"Üstü kapalı, yarım yamalak söylenmiş sözleri sevmiyorum. Çift kişilikli insanlardan hoşlanmıyorum. İftiradan ve dedikodudan nefret ediyorum. Ben maskeyi yalnızca maskeli baloda takarım. Her gün maskeyle dolaşmam insanların arasında. Bugünlerde maske takıp dolaşanların sayısı o kadar çoğaldı ki! Maskenin altında kim olduğunu anlamak çok zor efendim." _________________ DOSTOYEVSKİ
Sevme Sanatı
Vermek nedir? Çok kolay görünüyorsa da bu sorunun yanıtı gerçekte karışıklıklarla belirsizliklerle doludur. Bu konuda en yaygın yanlış anlama, vermenin bir şeyden vazgeçme, bir şeyden yoksun kalma, bir başkasının uğruna kurban olma gibi anlaşılmasıdır. Kişiliği gelişmemiş, yönelimleri hep banacı, sömürücü ya da istifçiliğin ötesine geçmemiş bir kişi sevme edinimini böyle anlar. Bezirgan kişilikli biri karşılığında bir şey alarak vermeye hazırdır, ona göre bir şey almadan vermek kandırılmaktır. Ama yönelimi üretici olmayan kişi verme sonucu yoksullaşma duygusuna kapılır. Böylece bu tür birçok kişi vermeyi reddeder. Bazıları da vermeyi bir özveri duygusu olarak ele alıp erdem, sayarlar. Kişi vermelidir, çünkü vermek acı çekmektir, onlara göre vermenin erdemi, bir şey uğruna özveriyi kabullenmekte yatmaktadır. Onlar için vermenin almaktan daha iyi olduğu duygusu, yoksun olma acısının, alma sevincinden daha iyi olduğu anlamına gelmektedir. Üretici bir kişilik için vermek, tümden farklı bir anlam taşımaktadır. Vermek, taşınan gücün en üst düzeyde anlatımıdır. Verme edimi sırasında gücümü, zenginliğimi, kudretimi hissederim. Bu üst düzeyde yaşanılan canlılık ve taşınılan güç beni sevinçle doldurmaktadır.
Sayfa 30 - Say yayınlarıKitabı okuyor
Basit bir insana değer verirsen seni ezer. Çünkü kendini vazgeçilmez sanır. Kişilikli bir insana değer verirsen o değer gördükçe seni yüceltir. Çünkü seninle değerli olduğunu bilir.
Reklam
İffet; insanın zevklerini, hazlarını, zaaflarını disiplin altına alması, nefsî arzularını helal yollarla ve izin verilen ölçülerde karşılamasıdır. Heveslerine ve ihtiyaçlarına karşılık ararken kendisine, insanlara ve Allah'a karşı sorumlu olduğunu unutmamasıdır. İffet, nefis karşısında kişilikli bir duruş sergilemek, bu sayede onurlu bir hayat sürmektir. Aynı zamanda iffet "namus” yani "cinsel arzuların helal dairesinde ve kutlu amaçların aracı olarak kullanılmasıyla gerçekleşen erdem” şeklinde özel bir anlam da taşır.
Her insan, çift kişilikli bir ruh ikliminde yaşar dünyada
Sayfa 46 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Bakire kadınlar istiyorsunuz çünkü cinsel performansınızın kıyaslanmasını istemiyorsunuz. Edilgen ve tecrübesiz kadınlardan eş istiyorsunuz, çünkü hizmetinizi yaparken sözünüz geçsin istiyorsunuz. Her kadın bedenine hakkınız var gibi bakıyorsunuz, sahip olduğunuz kadınlara da başka erkekler aynı şekilde bakacak diye kadınlara hayatı zehir
Psikolojik sıkıntıların temelinde, 'kişiliğini aşındırmış insanlar' ile kişilikli ilişkiler kurma çabası yatar. Önder Karaçay
Reklam
466 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Varislerin oyunu hakkında düşüncelerim spoilerli ve spoilersiz.
Bence yazarın ilk kitabı için güzel. Yazarı youtube ve instagram gibi mecralardan takip ediyorum ve izliyorum da. Dürüst ve kitap okumayı gerçekten seven biri olduğunu düşünüyorum. #spoilersiz Şimdi gelelim kitap hakkında düşündüklerime. Kitabın konusu gerçekten harika. Karakterlerin çeşitli ve çok olması hoşuma gitmişti. Ancak karakterlerin
Vârislerin Oyunu
Vârislerin OyunuAdora Yağmur · İndigo Kitap · 20231,012 okunma
sevmek bir eylemdir; edilgen bir duygu değil. bir şeyin "içinde olmaktır", bir şeye "kapılmak" değil. en genel biçimiyle sevmenin etken yapısı, sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir. en yaygın yanlış anlama, vermenin bir şeyden "vazgeçme", bir şeyden yoksun kalma, bir başkasının uğruna kurban olma gibi anlaşılmasıdır. kişiliği gelişmemiş, yönelimleri "hep bana"cı, sömürücü ya da istifçiliğin ötesine geçmemiş kişi sevme edinimini böyle anlar. tüccar kişilikli biri karşılığında bir şey alarak vermeye hazırdır, ona göre bir şey almadan vermek kandırılmaktır.
Vermek nedir? Çok kolay gibi görünüyorsa da bu sorunun yanıtı gerçekte karışıklıklarla belirsizliklerle doludur.Bu konuda en yaygın yanlış anlama,verme­nin bir şeyden''vazgeçme'' bir şeyden yoksun kalma,bir başkasının uğruna kurban olma gibi anlaşılmasıdır. Kişiliği gelişmemiş,yönelimleri hep banacı, sömürücü ya da istifçiliğin ötesine geçmemiş bir kişi sevme edi­nimini böyle anlar.Bezirgan kişilikli biri karşılığında bir şey alarak vermeye hazırdır, ona göre bir şey al­madan vermek kandırılmaktır.Ama yönelimi üretici olmayan kişi verme sonucu yoksullaşma duygusuna kapılır.Böylece bu tür birçok kişi vermeyi red eder.Bazıları da vermeyi bir özveri duygusu olarak ele alıp erdem, sayarlar.Kişi vermelidir, çünkü vermek acı çekmektir, onlara göre vermenin erdemi, bir şey uğ­runa özveriyi kabullenmekte yatmaktadır.Onlar için vermenin almaktan daha iyi olduğu duygusu, yoksun olma acısının, alma sevincinden daha iyi olduğu anla­mına gelmektedir. Üretici bir kişilik için vermek, tümden farklı bir anlam taşımaktadır. Vermek, taşınılan gücün en üst düzeyde anlatımıdır.Verme edimi sırasında gücümü, zenginliğimi, kudretimi hissederim.Bu üst düzeyde yaşanılan canlılık ve taşınılan güç beni sevinçle dol­durmaktadır.Kendi kabıma sığmadığımı,har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı, hissediyor, bu yüz­den de sevinçten uçuyorum. O vermek,almaktan çok daha coşku vericidir.Bu beni yoksullaştırdığı için böyle değildir,verme eyleminde canlılığımın gücü yat­tığı için,bu böyledir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.