Bir kadın bir talibi reddeder, çünkü idealindeki yakışıklı beyaz atlı prensin gelip onunla evleneceğini düşünür. Bu kadının egosu güçsüzdür ve kocasının kişiliğinden fazlasıyla güvence ister. Kendini arayan gizli kişilikli bu kadınlardan biri, “Özel biri olamıyorsam, en azından hayran olunacak bir erkek istiyorum,” demişti.
Sayfa 17
''Servet, sosyal bilimler tarihinin garip bir karakteridir; kısmen bir dâhi, kısmen bir deli, huzursuz kişilikli, deli dolu tutumu nedeniyle her şeyde yetersizlik gören ve bilim alanında kendi görüşünü mümkün olan en şiddetli biçimde savunması gerektiğine inanan bir deli fişektir. Fakat verimsiz görünen bu adamın, her yerde doğru sorunlara temas etmek gibi bir yeteneği vardır. Tıp alanında Harvey’nin dolaşım sistemi kuramını neredeyse kesin biçimde telaffuz eden, teolojide Calvin’in en zayıf noktasını bulan odur; sırları çözemese de bunların izlerini bulmasını sağlayan bir sezgi her defasında yardımına koşmaktadır: Nitekim coğrafya alanında da en önemli soruna parmak basamakta gecikmez.''
Reklam
Bugün müslümanların güce ihtiyacı var. Doğru. Daha zengin, daha müreffeh, daha sağlam olmalıdır. Ama biz gücü de yanlış anlıyoruz. Güç sadece para pul, yapı, siyaset, silah, nüfus değildir. Fakat eğer ahlak olmasa bütün bunlar bir işe yaramaz. Çünkü en büyük güç, kendisi olmaktır, kişilikli olmaktır. Bunun için 200 yıldır güç peşinde koşacağımıza adamlık peşinde kossaydık bugün hem adam hem de güçlü olurduk.
Fatih Sultan Mehmet Han, kişilikli padişah olduğu için "Acaba İstanbul'un hangi suyu daha iyidir?" diye bütün hekimlerini toplayıp sordu. Onlar da Eski Saray'ın içindeki Şemun Pınarı'nı hafif, mutedil ve kolay sindirilir bir yaşam suyu olarak gösterdiler. Beşer miskal pamuğu, beşer miskal suya koyup sonra o suları güneşte kuruttular. Bütün pamuklar tartıldığı zamanŞemun Pınarı'nın suyu ile ıslatılan pamuk hepsinden hafif geldi. Hekimlerin sözü doğru çıktı. Fatih her zaman o lezzetli sudan içerdi. Şu ana kadar gelen bütün padişahlar da o sudan içerler.
Sayfa 45 - İskele YayınlarıKitabı okudu
Evet efendim, on dokuzuncu yüzyılın zeki insanı önce kişiliksiz olmalıdır. Etik yönden de zorunludur öyle olmaya. Kişilikli, faal insan genelde dar kafalıdır. Kırk yıllık hayatımda vardığım kesin kanaatimdir bu benim.
Benim kusursuz insandan kastım, mükemmel koşullar altında gelişimini sağlayan, tehlike anında yaralanmayan, kaygılanmayan ya da sakatlanmayan kişidir. Kişilikli birçok insan isyankar olmak zorunda kalmıştır.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.