Mümin olabilmek
Allah’ın (cc) değer verip yarattığı insan, insan olma özelliklerine sahip olmalıdır tabii ki. Bu da ancak Allah’ın emrettiği hususlara yapışmak ve yasak kıldığı şeylerden de uzak durmakla gerçekleşir:  “- Onlar, büyük günahlardan ve hayâsızlıktan kaçınırlar. Kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar.”  (42 Şûrâ 37) Günahın en üst zirvesi olan
160 syf.
1/10 puan verdi
Amak-ı Hayal Yeni Dinin Öğeleri mi?
Amak-ı Hayal Okuması Mustafa Uysal Amak-ı Hayal'i severek okumuşsanız ya anlamamışsınızdır yahut vahiyden uzaksınızdır. Tasavvuf diye felsefe karışımı ile ortaya konulmuş bu eser bir asır boyunca övgü almış. Okuyanların yorumlarından ve yazılarından bunlar anlaşıyor. Milliyetçisi okumuş ve sevmiş, tarikatçisi okumuş ve sevmiş, solcusu okumuş ve
Âmâk-ı Hayal
Âmâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Antik Kitap Yayınevi · 200917bin okunma
Reklam
  Sorularla Risale ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. BÖLÜM RİSALE-İ NUR’UN ÖNEMİNİ KAVRAMA 1. İhtiyacınız olduğuna inanın ve dert edinin! Hepimize her gün 24 saatlik zaman verilir. Sabahın ilk ışıklarıyla emanet aldığımız bu hazineyi ertesi günün sabahına kadar kullanırız. Rabbimiz, günlük sermaye konusunda eşit davranmıştır hepimize. Hiç kimsenin daha az veya
  Sorularla Risale DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. BÖLÜM
Dikkatle bakanlar görür; bedendeki bütün organlar kalbe hizmet etmeye, kalbe yaranmaya bayılıyor. Tabiri caizse bütün yollar ona çıkıyor. Akıl veya beyin onun için çalışıp didiniyorlar. Tıp ilmine göre sevdiğiniz birini görünce gözünüzden beyne, bir güzelliği kokladığınızda burnunuzdan beyne, sevgiliyi işittiğinizde kulaktan beyne sinyaller gidiyor, beyin o sırada bir el çabukluğuyla böbrek üstü bezleri haberdar edip bezlere adrenalin salgılatıyor ve sonra başlıyor kalbimiz çarpmaya. Ah kalbi'm!. Peki ya hakikat? Görülenin ötesindeki görülmeyen? Peki ya aşk? Kelimelere sığmayan mâna! Kalp, sevgili için feda olmaya da ilahî tecelliler için yanmaya da elverişlidir ve insanın bütün farklı hallerine dair bilgi ve düşüncenin mekânı, öznesi, kaynağı veya aracıdır. Bir et parçasından ibaret zannettiğimiz kalbin içinde ondan ayrı bir kalp vardır ki buna ”Rabbânî latife” ve ”İlahî cevher” denir. Bu cevher insanoğlunun hakikatidir. İdrak eden, bilen ve kavrayan odur. Fizikî kalp ile gerçek kalp arasındaki ilişki, renklerin cisimlerle, sıfatların isimlerle veya oturan kişinin mekânla ilişkisi gibidir. Nitekim Kur'an’da kalp lafzı anıldığında insanın anlayan ve eşyanın hakikatini bilen bir merkezinden (fuâd) söz edilir. Gönül? Belki de!
PUSLU KITALAR ATLASI KİTABI(SÖZLÜK)
Abıru: 1.Yüz suyu. 2.Irz, namus, şeref, haysiyet. Acuze: Huysuz, yaşlı kadın Adülkahır: (Ödül kahır) Pembe çiçekli, çok yıllık otsu bir bitki Agâh: 1.Bilen, bilgili 2.Haberli Akarca: Sürekli işleyen çıban, fistül Altar: Adak adanan ve kurban kesilen dini yapı, sunak. Arkebüz: XV. yüzyılda Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli
Reklam
69 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.