Kişinin sıfatlarına dair ...
1-Behayim (dört ayaklı uysal hayvanların) ahlakıdır. İnsanda şehvet mevcut olduğundan behayim amelini işler. Mesela; yemek, içmek, cima etmek, hırs göstermek gibi. 2-Siba' (yırtıcı hayvan) ahlakıdır. İnsanda gazap mevcut olduğundan sibâ' amelini işler. Mesela dövmek, sövmek, yaralamak, öldürmek gibi. 3-Şeytanların ahlakıdır Şehvet ve gazap sıfatı fazla olunca, insanda şeytan sıfatı galip olur/zafer kazanır.Fitne, hile, aldatma çıkarmak gibi. 4-Meleklerin ahlakıdır. Kalp, meleklerin sıfatı üzere yaratılmış bir cevher olduğundan, insan ilin ve irfanla, insanların arasını ıslah etmekle ve kötü amellerden sakınıp tasfiye-i kalp ile meşgul olur/uğraşır.
İNSANIN KADERİ A. KADER VE KAZA KAVRAMLARI
Yalnız İslâm düşünürlerinin değil, hemen hemen her çağda bütün düşünürlerin hakkında az veya çok fikir yürüttüğü insanın kaderi problemi bu gün de güncelliğini yitirmemiştir. Güncelliğini daha oldukça uzun süre, belki insan var oldukça sürdürecek gibi görünen bu mesele, çözümü zor bir mesele olarak kendini kabul ettirmiştir. Dahası, bu meselenin
Reklam
871 syf.
·
Puan vermedi
Risale-i Nur Okuma Aksiyonu
Risale-i Nur külliyatını okumaya ve anlamaya çalışırken karşılaştığım bazı tanıtıcı notları derledim. Önsöz Risale-i Nur, müşterileri aramaz; müşteriler onu aramalı, yalvarmalı.1 Kıymettar, kusursuz bir malın dükkâncısı müşterilere yalvarmaya muhtaç değil. Müşterinin aklı varsa yalvarsın.2 Müşteri olmak; Kur’an’ı anlamak istiyor muyuz?
Sözler
SözlerBediüzzaman Said Nursî · Rnk Neşriyat · 20135,4bin okunma
Kafası karışık olan arkadaşlara..
Zira biz ruhun varlığını mücmel olarak biliyoruz. Tam olarak mahiyetini ise bilmiyoruz. Biz ruhun hakikatlerini dahi bilmiyorsak, Hakk'ın sıfatlarına dair daha da bilgisiziz. Bu yüzden Hakk'a layık olmayanları nefyetmekle birlikte vahyi bilgilerle yetinmemiz gerek. Çünkü ötesine dalmak kişinin inancında hasar oluşturur, hiçbir şey sağlamaz, aksine ona akli herhangi bir şey dahi tahakkuk etmeden vahiyle sabit olanı nefyetmeyi icap eder. Bu yüzden selamet için selefin yolundan başkası yok. Vesselam.
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
[18] Bu ilmin amacı, daha önce fihristte de belirttiğimiz gibi, yöneten ve terbiye eden yüce Allah'ın varlığına, sıfatlarına, fiillerine ve peygamberlerin doğruluğuna dair kesin deliller ortaya koymaktır. Bunların tümü önemlidir ve aklını kullanan kişinin bunlardan kaçışı yoktur. [19] Şayet sen "Ben içimde bu gibi meseleleri öğrenmeye karşı duyduğum isteği inkâr edemem. Ancak bu, tabiatın ya da yaratılışın bir sonucu mu, aklın gerektirdiği bir husus mu ya da şeriatın bir gereği mi bilmiyorum? Çünkü insanlar, zorunlu olan konuları idrâk etme yöntemleri (medârikü'l-vücüb) konusunda tartışmaktadır" dersen, bu hususu zorunlu olan konuları idrâk etme yöntemlerini ortaya koyduğumuz yerde öğreneceksin. Şu an bu konuyla meşgul olmak gereksizdir. Hatta, böyle bir isteğin ortaya çıkmasından sonra, kurtuluş çaresini aramaktan başka yol yoktur. Buna yönelen kişi, akrep ya da yılan tarafından sokulan kişiye benzer. Kaçmaya gücü yeten bu adam, akrep ya da yılan sokmak için geri döndüğünde, yılanın sağ taraftan mı yoksa soldan mı geldiğini anlamak için bekler durur. İşte bu, ancak ahmakların ve câhillerin yapacağı bir davranıştır. Bu nedenle, önemli ve asıl işleri kaçırıp, fuzulî işlerle meşgul olmaktan Allah'a sığınırız.
Reklam
✿ KADER VE DUA İLİŞKİSİ ✿
🌼 İman esasları arasında yer alan kader inancı, birçok ayet ve hadislerde vurgulanmış ve Cenab-ı Hakk'ın kayıtsız ve sınırsız ilim, irade ve kudret sıfatlarına iman etmenin kaçınılmaz bir gereği olarak İslam dininin önemli bir rüknü haline gelmiştir. İslam'da her şeyin kaderde yazılı olması, yapılan duaların kişinin kaderine bir
Müctehid İmam Ebu Amr Abdu’r-Rahman bin Amr el-Evzai’nin İ’tikadi Görüşleri اعْتِقَادُ أَبِي عَمْرٍو عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَمْرٍو الْأَوْزَاعِيِّ 315 - أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ عُثْمَانَ , قَالَ: أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَمْدَانَ , قَالَ: حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مُوسَى , قَالَ: حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو , قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو