Hayat bir tekerlek gibi bir kısırdöngü, diye düşündü Ralph ve bu düşüncenin aklına ilk kez gelmediğini fark etti. Er ya da geç geride bıraktığını sandığın her şey dönüp dolaşıp tekrar karşına çıkar. İyi ya da kötü, dönüp dolaşıp tekrar karşına çıkar.
Sayfa 774Kitabı okudu
Müthiş
Gölge ile yüzleşmeyi reddettiğimizde veya "Çekil git Şeytan" diyerek sadece irade gücüyle onunla baş etmeye çalıştığımızda bu enerjiyi bilinçdışına sürgün etmiş oluruz. O zaman gölge bilinçdışından, olumsuz, kompülsif bir biçimde ve yansıtma vasıtasıyla gücünü kullanır. Böylece yansıtmalarımız bizi çevreleyen dünyayı kendi yüzlerimizi gösteren bir ortama dönüştürür ancak biz onları kendi yüzlerimiz olarak tanımayız. Gitgide yalnızlaşırız; çevremizle ilişkimiz gerçekçi değil aldatıcıdır zira dünyanın gerçek haliyle değil, gölge yansıtmamızın bize göstediği "kötü ve şeytani"' yüzüyle ilişki kurarız. Sonuç, gerçeklikten kopuk, şişmiş, oto-erotik bir varoluş halidir ki onunla sık sık "Bilmem kim keşke şöyle olsaydı" veya "Böyle olsaydı şöyle olurdu" ya da "Eğer hakkıyla anlaşılsaydım"", "Takdir edilseydim""gibi cümlelerle karşılaşırız. Yansıtmalarımızdan dolayı böyle bir çıkmaz bize çevrenin kötü niyetiymiş gibi görünür, bir kısırdöngü oluşturur. Bu yansıtmalar zamanla başkalarına karşı tutumumuzu o derece şekillendirir ki sonunda yansıttığımız şey harfi harfine gerçek olur. Kötü niyetli bizi takip ettiğine o kadar uzun süre inanmışızdır ki başkaları, iğneleyici savunmacılığımıza yanıt olarak, en sonunda kötü niyet ortaya koyarlar. Tutumumuz çevremizdekiler tarafından sebepsiz düşmanlık olarak algılanır; bu onların bize karşı savunma duygularını ve gölge yansıtmalarını tetikler; biz buna savunmacı bir tavırla tepki gösteririz ve böylece kötü niyetli daha da artmasına neden oluruz.
Reklam
Kısırdöngü...
Zamanda takılıp kalmışız. Durmadan aynı misafirliğe gitmeye mahkum olmuşuz. Her dönüş yolu tekrardan gidiş yoluna bağlanıyor..
Artık onuru korumak için büyük paraların gerektiğini, ama büyük paraların onuru yitir­ meden kazanılamayacağını öğrenmiştim. Dönenip duran bu ce­ hennemi kısırdöngü, beni de kendisiyle birlikte sürüklüyordu.
Psikolojik kökenli yorgunluk belirtileri, çocukluk yıllarında çevresinden gerekli desteği bulamamış ya da aşırı korunmuş yetersiz hissederler, Yakın çevrelerine aşırı bağımlı olduğu için yetişkin yaşam için gerekli yetenekleri geliştirememiş insanlarda görülür. Bu kişilerin kendilerine güveni yoktur, diğer insanlarca olağan karşılanan zorlanmalar karşısında kanmaları sonucu geliştirdikleri olumsuz duyguları baskı altında tutmaya çalışırlarsa da çoğu kez bunu başaramadıklarından ilişkileri sık sık bozulur. Bu durumun yarattığı yalnızlık ve sevgisizlik ise yorgunluk belirtilerini pekiştirdiğinden giderek bir kısırdöngü oluşur.
Sayfa 101Kitabı okudu
Beklemek insanı beklediğine benzetiyor. Biraz daha beklemek yalnız bırakıyor. Yalnızlık da sonunda gene kendine benzemesini sağlıyor. Bu besbelli bir kısırdöngü fakat gene de insan başa döndüğünde, artık kendi başladığı yere varamıyor. Her dönüşte biraz daha eksiliyor, ömür de ocakta kaynayan su misali buharlaşıp azalıyor.
Sayfa 272Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.