Şu ana kadar okumuş olduğum psikoloji kitaplarından tamamen farklı olarak yazılmış bir kitapla karşınızdayım. Şunu da belirtmek isterim ki Nurettin topçu'nun psikoloji kitabının ardından bunu okumam gayet yerine oturmuş gibi hissettim. Şimdi diğer psikoloji kitaplarından farkı nedir diyecek olursanız şöyle kısaca anlatayım. Okumuş olduğum diğer
Sait Faik okumaya başladığım günden beri ne zaman bir kitabını elime alsam ya da adını duysam içimde dışarı çıkmaya bekleyen, ani bir sarsıntısıyla beni baştan aşağı titretmeye yetecek sıkıntılar silsilesi oluşuyor. Bu kesinlikle normal bir sıkıntı değil. Anlattıkları, tahayyül ettirdikleri, seçtiği kişiler, konular, mekânlar hatta kelimeler,
Tam 1 sene olmuş bu sayfalara katılalı, geçmişte olandan çok farklı 1 sene.. Öyle bir zamanda buldum ki siteyi, öyle ihtiyacım varmış ki.. Belki pek çoğumuz için de geçerli bir durum bu, öyle hissediyorum. Bir tutunma biçimi olarak kitaplar ve 1000kitap-1K.
Daha çok okumamıza vesile olmasıyla, okuduklarımızla ve yazdıklarımızla,
Ölümlü dünya,
Ölümlü insan...
En iyi şu günlerde anladık değil mi bunu?
Çaba harcadığımız birçok şeyin ne kadar anlamsız olduğunu, yanlış değerlere önem verdiğimizi, nesnelerin insanların önüne geçmemesi, insanların nesneleşmemesi gerektiğini...
Bir ayet: "Her nefis ölümü tadacaktır."
Yaşayan bütün canlılar ölecek bir gün.
Peki ya
"Çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir.İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli,daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir.Bu,soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer.Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar.Birbirlerinden
Kendimizi çok iyi tanıyoruz öyle değil mi? EVEET...
Kendimizi bilmeyeceğizde başka neyi, kimi bileceğiz.
DEĞİL.. Öyle olmadığını yüzümüze tokat gibi çarpan bir kitap.. Psikoterapist olan yazarımız, kendimizle ilgili her davranışımızın en derinlerde yatan sebeplerini mercekle incelercesine bize gösteriyor. Bizi biz yapan davranışlarımızın
"Kime sorsanız derdini kimseye anlatamıyor veya kimse onu anlamıyor. Hepsi anlatıyor, ama hiç kimse kimseyi anlamıyor. Kendini anlatmadan önce kimseyi anlamak istemeyen insanlar topluluğu. Devasa bir kısırdöngü. Birbirine bağıra çığıra birşeyler anlatmaya çalışan sağır insanlar adeta. Hepimiz bu çıkmazın içindeyiz.
⠀ོ
Biz insanlar, bir taraftan her derde bir çare bulmak konusunda doğuştan yetenekli varlıklarız, fakat diğer taraftan, kendi ölümümüze yol açmak zorundayız.
⠀ོ
Yeri gelmişken, lütfen mikrokozmosla makrokozmos ve düşünmemizi sağlayan üç milimetrelik Cortex'le nefes almamızı sağlayan birkaç kilometrelik atmosfer arasındaki benzerliği fark edin artık.
Hepimizin çevresinde iletişim kurduğu insanlar var. Dost, arkadaş, akraba... Ama bazıları var ki çok özel bizim gibi okurlar için. Onları duyduğunuzda, gördüğünüzde ya da onlarla karşılaştığınızda aklınıza kitaplar gelir. Kültürden, sanattan, hayattan konuşursunuz yine ama konuşmanın içinde her zaman bir kitap geçer mutlaka. Bir kitap üzerine
Kendinde olmayan güveni çevresinden sağlayabilmek için diğer insanların onay ve desteğini sağlayıcı tutumlar geliştirir.
Ama böylesi davranışlar diğer insanlar üzerinde bir yük yarattığından onların giderek kendisinden uzaklaşmasına neden olur..
Kime sorsanız derdini kimseye anlatamıyor veya kimse onu anlamıyor. Hepsi anlatıyor, ama hiç kimse kimseyi anlamıyor. Kendini anlatmadan önce kimseyi anlamak istemeyen insanlar topluluğu. Devasa bir kısırdöngü.