"Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."
Mustafa Kemal Atatürk
Atalete Yöneten Bazı İnanç ve Düşünceler
1. Değişmezlik İnancı: "Böyle gelmiş böyle gider."
2.Gereksizlik İnancı: " Yapsam da ne değişecek ki"
3. Erteleme İnancı: "Bunu daha sonra yapabilirim."
4. Anlamsızlık İnancı: "Bunu yapmayı istemek çok saçma"
5. Kontrolsüzlük İnancı: "Bunu yapabilmek insanın elinde değil"
6. Yetersizlik İnancı: "Ben bunu yapmak için henüz yeterli değilim.
7. Mükemmelliyetçilik İnancı: "En iyisini yapıncaya kadar hiçbir şey yapmamalıyım."
Ataletli olmak atıl halde yaşamaktır. Kendi en iyi halini bulmaya, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmamaktır. Cemil Meriç'in, ifadesiyle "uyku ile uyuşukluk arasında raks eden bir hayat" yaşamaktır. Ataletli hayat isteksizlik ile yorgunluğun, tembellikle depresyonun, yavaşlıkla yılgınlığın "ortaya karışık" halde yaşanmasıdır.
Toplumsal atalet açısından da ülkenin başındaki kişinin karakteri, ruh hali ve başarı becerileri çok önemlidir. Farabi'ye göre "devlet başkanlarının ruh hali, toplumun üstüne çöker!"
Ülkenin sokaklarında gördükleriniz, devlet başkanının zihninin bir yansımasıdır.
Ataletin en önemli nedenlerinden biri, hayır diyememek ve kişisel önceliklerini seçememektir. Her şeye yetişmeye çalışan, hiçbir şeye yetişemez hale gelir.
Fizikte teknik bir terim olan atalet cisimlerin hareket durumlarını koruma eğilimleridir. Yani duran bir cisim durmayı, hareket eden bir cisim harekete devam etmeyi ister. Bu da Newton tarafından 1. hareket yasası olarak ifade edilmiştir.
Peki ya ataletle sosyal hayatımızın arasında bağlantı kurmak bana çok zekice geldi.
Kitapta atalet insanın yapmak istediği şeyi, nasıl yapılacağını da bilip ve yaparsa hayatında pozitif gelişmeler olacağının farkında olduğu halde neden yapmıyor ? Sorusuna cevap olarak tanımlanmış. Tabiki teknik terimiyle kitaptaki anlamı arasında anlamsal kırılmalar çok fazla ama bakış açısı çok güzel.
Atalet sebeplerini kişisel, toplumsal, kurumsal vs. diye Mümin abi anlatmış ama okudukça farkettim ki aynı şeyleri farklı cümlelerle hep tekrarlamış. Çok fazla özlü söz söylemiş alıntılar yapmış fikrini alıntılarla ispatlamaya çalışmış gibi. Bu tekrara düşme bizi biraz rahatsız etse de bir çırpıda okunuyor. Kitabın üslubunu taklit edip özlü sözle bitirmek isterim. ''Biz, tekrar tekrar yaptığımız şeyleriz. Demek ki mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır.'' Aristotales.
İyi okumalar.