Secme Siirler
Elime geçen bu kitap, beklentilerimi karşılamaktan çok uzak kaldı. İçeriğinin daha derin, daha duygusal bir yük taşıyacağını ve bana hitap eden bir eser olacağını umuyordum. Ancak, okudukça hayal kırıklığına uğradığımı fark ettim. Kitapta elbette güzel yazılmış birçok şiir var; bazıları oldukça etkileyici ve duygusal. Ne var ki, kişisel olarak beni derinden etkileyen ve duygusal bir bağ kurabileceğim şiirler bulmakta zorlandım. Bu durum, kitaba karşı olan ilgimi ve beklentimi önemli ölçüde azalttı.
Şimdi ise Emily Dickinson'ın eserlerine yönelmeye karar verdim. Onun eserlerini daha iyi anlamak için okumaya devam edeceğim, fakat şu anki düşüncem, fikrimin değişmeyeceği yönünde.
Yine de fena değil...
Begüm Selin Arslanbas 
Seçme Şiirler 
Emily Dickinson
Ve perde kapandı …
Rüyalar Karabasanlar serisinin son kitabını diğer iki kitaba göre sönük ve cılız buldum. Nedenine gelince; Başını Eğ, Brooklyn Ağustosu ile Dilenci ve Elmas öyküleri King’in kaleminden sanki çıkmamış da başka biri çalakalem çiziktirmiş gibiydi. Şahsen bu hikayeleri çok vasat buldum. Diğer öykülere gelince; elbette başarılı bulduklarım oldu. Saat On İnsanları, Crouch End Sokağı ve Umney’in Son Vakasını çok beğendim. Özellikler Crouch End Sokağı’ında Lovecraft esintilerini görmek ve hissetmek hem heyecan verici hem de tüyler ürperticiydi. Doktor’un Vakası adlı öyküde ise King klasik, Sherlock Holmes ve Dr. Watson’ın çözmeye çalıştığı bir dizi sıra dışı olayları konu ediniyordu. Güzel miydi? Eh, fena değildi zira iyi dersem A. Conan Doyle’a haksızlık etmiş olurum. Ancak bir hikaye var ki ona ayrı bir parantez açmak isterim; Umney’in Son Vakasını başta beğendiğimi ifade etmiştim. Şöyle ki, bu öykü King tarafından bir roman şeklinde çiziktirilmiş olsaydı; sanırım en harika kitaplardan bir olurdu diye düşünüyorum. Tabii, bu sadece kendi kişisel düşüncem. 
Rüyalar Karabasanlar 3 
Stephen King
