Birgün kurt sürüye yaklaşır.
Horoz kurdu görünce ötmeye başlar.
Horozun sesine uyanan köpek, kurdu görür ve havlamaya başlar.
Köpeğin sesine çoban uyanır, kurdu görünce yaygarayı basar.
Çobanın yaygarasına,uykusu derin olmayan köylüler uyanırlar ve kurdu kovalayıp koyunları kurtarırlar.
Sürü kurtulunca keyfe gelen köylüler horozu kesip çobana ikram ederler.
Zavallı horoz kurdu gördüğünde susmaya devam etseydi yaşamaya devam edecekti.
Mükafat alması gerekirken boğazına bıçağı yiyen horoz oldu.
Öyledir bu işler…
Kurban edilenler hep uyandırmaya çalışanlar olmuşlardır.
Meczup'u okudum. Aslında bu kitap diğer ikisinden önce yazılmış. Kısa hikayelerden oluşuyor ve kıssadan hisse çıkarmamız üzerine kurulu, toplumun düşünce ve genel inanışlarının sorgulanması ve çelişkilerin abartılması şeklinde bir anlatımı benimsemiş.
Halil Cibran ile tanışmama vesile olan ve bu üçlemeyi tavsiye eden sevgili
Kıssadan hisse, ötekinin bakış tarzı sizinkinden farklıdır; gözleri farklı yerden bakar, gördüğünü algılayacak zihinsel şemaları (algı sistemi) sizinkinden farklıdır.
Hangi düşüncenin doğru, hangisinin yanlış olduğunu anlamak kolay değildir. Doğruluk ve yanlışlık büyük ölçüde görecelidir. Ancak biri bizi, kendisi gibi düşünmeye, davranmaya, hatta kendisi gibi hissetmeye zorladığında, eğer bunu farkedersek (genellikle fark etmeyiz çünkü bunu çaktırmadan yaparlar) oyuna geldiğimizi düşünürüz. Karşımızdaki kişi bazen gerçekten haklı olabilir ancak haklı bile olsa, zorlanmak, özgürlüğü kaybetmek, esaret altına girmek anlamına gelir. Zorlanan kişilerin, bu duruma karşı çıkmaları, direnmeleri bu yüzdendir.