“Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.”
Herkese merhaba
Bugün, tüm kitaplarını çok severek okuduğum ve çocuk kitaplarıyla oğluma da okumayı sevdirdiğini düşündüğüm Şermin Yaşar’ın ilk romanı Söyleme Bilmesinler ile geldim.
Hikaye, bir cuma günü Emin’in ortanca kardeşi Ethem’i cuma namazına davet etmesiyle Ethem’in ağzından başlıyor. Devamında aynı günü ve öncesinde yaşananları 3 erkek kardeş ve eşleriyle babalarından ve hatta ölmüş annelerinden bile okuyoruz.
Her ailenin sırları vardır, öyle değil mi?
Yaşlı bir baba, 3 oğlu ve gelinleriyle geçmişten gelen bu sırla bir günde nasıl yüzleşecek? Peki, bu sırra rağmen dışardan nasıl herşey yolunda gözükebilmişti?
Bu sırrın en dertlisi Ethem’di belki ama yaşananlar herkesi etkilemedi mi?
Yıla güzel başlayayım, ilk kitabım özel birine ait olsun istemiştim. Çok doğru bir tercih yapmışım. Sıradan bir hikayeyi, bu şekilde anlatmak herkesin harcı değil zira.
En sevdiklerim kendini kendinden kovmak isteyen Ethem’le karısı Nurten oldu ama Emin ve Hülya’ya da, Ekrem ve Sevgi’ye de, Kazım ve Mürüvvet’e de ayrı ayrı üzüldüm; hiç biri masum değise de kimse yaşadıklarını haketmemişti, dertsiz baş bostan korkuluğundaydı velhasıl.
Keyifli okumalar