448 syf.
6/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Bu kitapla tanışma hikayem çok güzeldi, o nedenle metin olarak değil ama kitap olarak bu kitabın bende ayrı bir yeri olduğunu söyleyebilirim. Biricik sevgilim
Emre Erdoğmuş
Emre Erdoğmuş
bana almıştı bu kitabı, Eskişehir'e gittiğinde. Orada bir sahaf kitapları paketleyip üzerinde konusuyla alakalı ve kitabın türüyle alakalı bir kısım bilgiler yazıyorlar ve
Komik Bir Hikaye
Komik Bir HikayeNed Vizzini · Go Kitap · 2016549 okunma
464 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Konu: Calla Fletcher, annesi kırsal yaşam tarzının izolasyonuyla başa çıkamadığı için babası Wren Fletcher’ı geride bırakarak onu alıp Alaska’nın vahşi doğasından kaçtığında iki yaşındadır. Artık yirmi altı yaşına gelen Calla’nın bildiği tek şey Toronto’da yaşadığı yoğun hayattır. Ancak aldığı bir haberle Calla doğduğu uzak sınır kasabasına uzun bir yolculuk yapma zamanının geldiğini anlar. Vahşi göçebe hayatına, tuhaf gündüz saatlerine, fahiş fiyatlara ve hatta ara sıra kulübelere göğüs geren Calla, tüm bunlara babasıyla bağlantı kurma şansı için katlanmaktadır; birçok hatasına rağmen yardım edemediği ama önemsediği adam için. Kitap bana göre ortalamaydı. Sonuna doğru bayağı ağladım. Calla ve Wren 'ın baba kız ilişkilerini pek hissedemedim. Duygusal bekliyordum ama çok yüzeysel kalmış. Aralarında derin bir hesaplaşma bekledim ama olmadı. Wren Mabel' le daha çok baba kız gibiydiler. Küçükken Wren Calla ya ufaklık dermiş sonradan Mabel 'e demeye başlamış. Hatta Calla 'ya uçak kullanmayı öğreteceğini söylemiş ama aynısını Mabel'e de söylemiş. Bari o ikisine özel kalsaydı. Alaska 'daki insanlarla bile kızı ile olandan daha çok anısı vardı bu beni üzdü. Calla ile 24 sene önceki baba- kız diyaloglarını da okumak isterdim . Spoi! Keşke Wren ölmeseydi de Calla ile aralarında daha derin bir ilişkileri olsaydı.
Alaska'ya Giderken
Alaska'ya GiderkenK. A. Tucker · Ren Kitap · 2023138 okunma
Reklam
64 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Herkese merhaba Bugün sizlerle beraber küçük Ümit'in hayaller ile dolu rengarenk dünyasına misafir olacağız Ümit okumayı, arkadaşları ile oyun oynamayı ve hayal kurmayı çok severdi, öyle ki köyden şehire taşınana kadar her gün sıcağa aldırmadan tertemiz doğanın içinde oyunlar oynar ve biraz büyüyünce evlerinin önündeki kocaman dut ağacına
Ümitli Bir Gelecek
Ümitli Bir GelecekÜmit Aktaş · ÇokÇocuk Yayınevi · 202417 okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Manguel’in edebiyata dair yazdığı her şeyi büyük keyifle okuyorum. Hakkında “Onun kafa yorduğu şey edebiyattı ve bu çığlık çığlığa yüzyılda hiçbir yazar, edebiyatla olan ilişkimizi değiştirme konusunda Borges kadar önemli olmadı." diye yazılan bir yazarı yeterince okumamış olmanın yükünü hissettim bu kitapla. Ama diğer yandan da, Borges okumaya dair şevkimi kamçıladı. Borges’in, gözleri görmediği için “bana kitap okumak ister misin?” diye sorduğu insanlardan biriymiş Manguel. 16 yaşındayken deneyimlediği şeyin müthişliğine bakın! Gerçi kendisi bunun müthişliğini kavramaktan uzakmış o zamanlar. Anlattıkları için “anı değil, anının anısının anısı” dese de, Borges’in “zamanla, her şiir bir ağıta dönüşür” demesi gibi bir şey olmuş. Anı, ellerini bir haritanın engebeli yüzeyinde dolaştırır gibi kitapların sırtında dolaştıran, karnını edebiyatla doyuran, dünyaya edebiyatın gözleriyle bakan birine yakışır bir anlatıya dönüşmüş. Anının anısının anısının anısına bile razı olabileceğimiz, çok kıymetli şeyler bunlar zira .
Borges'in Evinde
Borges'in EvindeAlberto Manguel · Yapı Kredi Yayınları · 2013291 okunma
168 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitapçıda gezerken denk geldim kendisine. Arka kapağına göz gezdirince kitabın konusuna dair az buçuk bilgim oldu ve hemen aldım. Japonların savaş hakkında yazdığı eserler nedendir bilmem ama beni bir şekilde çekiyor. Paris'e konservatuar okumaya gelen Japon viyolacı Jun ile Fransız öğretmen Anna'nın savaş sebebiyle yarım kalan aşkının yaklaşık altmış yıl sonra başkaları tarafından nasıl tamamladığını anlatıyor. Detaylara çok girmeden, yüzeysel ilerleyen, lafı dolandırmadan mesajları verip sonuca ulaşan bir kitap kendisi. "Spoiler" vermek gibi olmasın ama kitabın başında geçen hemşire Ayako'nun savaşa dair olan anısı beni çok etkiledi. Tam anlayamadım ama sanırım bir film sahnesinden esinlenilmiş. Eser boyunca size Shostakovich'in 8.Senfonisi eşlik ediyor. Betimlemeleri tamamlayabilmek adına size verilen bazı ipuçları (Shostakovich 8.senfoni gibi) sizlere biraz Haruki Murakami'yi anımsatabilir. Zira yazar Murakami'den etkilenerek bu eseri meydana getirdiğini sonsözde belirtmiş. Beni çok derinden etkiledi diyemem ama savaşın zulmedene de zulmedilene de nasıl ağır yükler yüklediği bazı pasajlarda çok güzel anlatılmıştı. "Kupa Kraliçesi" deyince bazılarınızın aklına tarot geliyor olabilir. Size Vikipedi'den yaptığım minik bir alıntıyla ipucu verebilirim; kitabı okursanız isim daha anlamlı gelecektir:) "Kupa Kraliçesi, sevgi dolu bir erdem modeli, çoğundan daha saf bir kalp, sevgi dolu bir anne ve sadık bir arkadaş olarak tanımlanır."
Kupa Kraliçesi
Kupa KraliçesiAkira Mizubayashi · Yapı Kredi Yayınları · 202410 okunma
196 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"İnsanoğlunun doğuştan acımasız olduğunu düşünüyorum; çocuklar ve vahşiler sürekli bunu kanıtlıyor." (S.29) Yine bir çocuğun dilinden yazılmış bir kitap. Bu tür kitapları okumak bana biraz uzak ama bu kitap gerçekten bir çocuğun ağzından yazılmış gibi :) "Onca Yoksulluk Varken" kitabı beni bu tarzdan biraz uzaklaştırmıştı. "Korkmuyorum" ise bence bu tarza en çok yakışan eserlerden biriydi. Bu kitap bana aynen Korkmuyorum'u okurken hissettigim duygulari hissettirdi. Okuması oldukca kolay (196 sayfa sebatla 1 günde okunabilir), dili sade, kurgusu yalın. Kitabın 2 kısımdan oluştuğu söylenebilir. Laik, öğretmen bir baba eski, antika eşyalara az biraz meraklıdır. Anlatıcı çocuğumuz ve ailesi babanın israriyla bizim yayla evi diyebileceğimiz bir ev kiralar ve tatillerini orada geçirmeye başlarlar. Ilk 90 sayfa buraya kadar gelme öyküsü. Geriye kalan kısım bu yayla evinde geçirilen maceralar ve bir av anısı. Samimi, basit, kendi halinde bir kitap. Herkes rahatlıkla okuyabilir. Keyifli okumalar dilerim.
Babamın Şerefi
Babamın ŞerefiMarcel Pagnol · Üç Nokta Yayınları · 20233 okunma
Reklam
496 syf.
·
Puan vermedi
Bazı yaralar vardır kaçmak istesen de o senin yakanı bırakmak istemez. Elifte kaçmak istedi yaşadıklarından ona ağır gelenlerden. İki sene önce erkek arkadaşı ile gittiği barda T***** uğramıştı Elif, ne ona bunu yapanlar yakalanabilmiş ne de bir kayıt elde edilebilmişlerdi. . EFFY Ailesini ardında bırakıp babasının onun için tüm imkanlarını kullanacağını bildiği halde sıradan bir liseye kaydını aldırdı kaçmak istedi evet ama neyden kimden kaçıyordu. Yeni bir evi vardı artık ne kadar dost edinmek istemese de artık kimseye güvenmese de yakın arkadaşı Önder onu hiç yalnız bırakacak gibi görünmüyordu. Peki bu okulda onu neler bekliyordu? Demir ve babasının yakın arkadaşlarının çocuklarından oluşan çetesi ile okulda herkesin korktuğu kişiler haline gelmişlerdi.. Ama bu çocuk neden bu yaşında hala lise okuyordu ki? Okulumuzun birde radyosu vardı tabi Emir tarafından yönetilen. EFFY 'nin yeni arkadaşı Melek ve Emiri' İn de desteğiyle bulmuş olduğu ipucu sayesinde ona bu kötülüğü yapanların peşine düşme hikayesini okuyoruz. Peki Çete'nin bu işte bir parmağı olabilir mi? Demir'in herkesten sakladığı içini yakıp bitiren öfkesi kardeşi Duru 'ya duyduğu derin özlem.. Kaybettiği kardeşinin anısı için yaptıkları.... EFFY nin yeni başlangıcı onu hangi sırlar, suçlar ile karşı karşıya getirecek? Demir'in çetesine girebilecek mi? Ve en önemlisi ona bunu yapanları bulabilecek mi? Kitap su gibi akıp gitti resmen ben çok sevdim devam edeceğini biliyorum hatta her şey daha yeni başlıyor diyebilir miyiz?
Kelebek Etkisi
Kelebek EtkisiTuğçe Aksal Karaoğlan · Parola Yayınları · 202431 okunma
416 syf.
7/10 puan verdi
Ben sevdim
Tabii, aşağıdaki gibi yazım kurallarını düzelterek metni düzeltebilirim:İyi bir kızın cinayet defter ile birlikte bana doğum günü hediye olarak edilen kitaplardan bir tanesiydi. Her zaman arka plana attığın bir kitaptı, çünkü klasik konulu kitaplar genellikle iyi işlenmemiş olabildiğinden korktum. Ne çok fazla yorum vardı, ne de çevremdeki okuyanlar tarafından önerilmişti. Ancak sonrasında okuyacak başka bir kitabım kalmadığı için başlamam gerekti ve başladığım gibi bitirdim. Konusu beni çok sardı ve bir gün içerisinde bitirdim. Güzel işlenmişti, en azından yaşanan duygular benim içime işlemişti diyebilirim.Kitabın konusuna gelirsek, Skylar adlı bir kızımız var. Baya da zengin ve bir Okb hastası ve bu hastalığından dolayı çoğu erkeğin onu kabul etmeyeceğini düşünüyor. Geçmişinde de sırf bu yüzden çok kötü bir anısı var. Hatta bu yaşadığı kötü anısından dolayı terapi görüyor.Sonrasında ondan yaşça büyük Burke adında bir adamla tanışıyor. Altı ay boyunca sevgili olup sonradan evleniyorlar. Ancak, bu beyefendinin amaçları çok farklı. Kitap bu gerçeği anlatıyor. Ben sonunda Skylar'la aynı tepkiyi vermezdim ama onun açısından düşünürsek, zor bir durum olmalı.
Gerçek Olamayacak Kadar Güzel
Gerçek Olamayacak Kadar GüzelCarola Lovering · Yabancı Yayınları · 2022136 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Güzel bir eğitim kitabiydi. Hem çocuklar hem de yetişkinler için yazılmış bir kitap. Kısacık bir okul anısı. Aptal bir sınıf ama çocuk ruhundan anlamayanlarin zihninde.
Aptal Sınıf
Aptal SınıfAhmet Naç · Acayip Kitaplar · 202410 okunma
252 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
En az Hüsnü Arkan'ın sesi kadar hüzünlü olan kitap
Hüsnü Arkan'ın daha çok yazması gerektiğini gösteren eseridir bu kitap. Kendisinin ezginin günlüğü döneminden bu yana şarkıcı ve söz' yazarı yanını bilirdim ama edebiyatçı yanı ile bu kitapta tanıştım. Mino'nun Siyah Gülü 27 mayıs, 12 mart, 12 eylül ve bugün arasında fırınlanarak, aynı hayatı başka konumlardan yaşayan, ailesel bir yakınlık içerisinde yaşayan insanların farklı pencerelerinden anlatıyor. aynı hayatı başkaca yaşayan yakın insanlara tanıklığı hediye ediyor okura. mesleği askerlik olan bir adamı da, darağacına giden bir genci de, onların etrafındaki insanların duygu karmaşalarını ve netliklerini de tüm bu süireçlerde ele almakta; aşkı da ıskalamadan. "öyle sanılan şeyler"in, aslında öyle olmadığının mektuplarla ortaya çıkışı da etkili... tam da gündelik yaşamın ve ilişkilerin içinde o günlerin ve tabii ki bu günlerin hesabı, anısı, acısı ve etkisi... hüsnü arkan'ın sakin sesi, aynı şekilde kalemine de yansımış; hüzünle okuyorsunuz... Hüsnü Arkan'ın sesi kadar hüzünlü bu kitabı okurken kaç kere gözlerim doldu hatırlayamıyorum. sonuysa kesinlikle ağlatıyor. "insanın 'insan'a en çok benzediği çağ, çocukluk galiba"
Mino'nun Siyah Gülü
Mino'nun Siyah GülüHüsnü Arkan · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20181,022 okunma
Reklam
84 syf.
9/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
78 sayfa ama insanın içine bıraktığı yük o kadar ağır ki. Esprili bir dille anlatmamış olsa bir dram şeklinde yazsa belki de bu kadar ağır gelmezdi. 78 anı, bir insanın babasıyla daha fazla anısı olması gerekir ve hepsi de hüzünle bitiyor. Çocukların bunları yaşıyor olması, bu acılarla yoğruluyor olması oldukça kötü ama kitap çok iyi. Sanırım Fournier babasını affetmiş, umarım ben de yazarın babasını affedebilirim.
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim BabamJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,988 okunma
218 syf.
·
Puan vermedi
Devamı gelmeli...
Herkese merhaba, Bu kitabı ve değerli yazarını bu güzel platform ve buradaki okuyucular sayesinde tanıdım. Öncelikle burada gerçekten çok kaliteli okurlar olduğunu belirtmek istiyorum.
Oğuz Yılmaz
Oğuz Yılmaz
da buradaki değerli okur ve güzel yazarlardan bir tanesi. Hepimizin hatırlayacağı üzere Mahmut Hoca Efsane bir Hababam sınıfı repliğinde der
Kılavuzun Pusulası
Kılavuzun PusulasıOğuz Yılmaz · KDY · 2022259 okunma
1064 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
14 ciltlik Zaman Çarkı serisi, ilmek ilmek dokunan epik evreni, her biri ayrı bir derinlikle işlenen renkli karakterleri, ışık ile karanlığın epik mücadelesini temel alan zengin ve çok boyutlu kurgusu, sıradan yaşantılara sahip insanların üstlendikleri roller ile şekillenen kahramanlık hikayeleri, zorlayıcı deneyimler ve acılar ile şekillenen
Işığın Anısı
Işığın AnısıRobert Jordan · İthaki Yayınevi · 2013385 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İnsan Bir Eksik Sözdür
Dünyaya ayak basmış , dünyadan göçüp gidecek biri olarak, çoğu kez yaşadığım olumsuz katlanabilir olmayan duyguları kontrol etmekte zorlanırım. İşte bu kitap insan olarak dünyaya ayak basmış olmanın zorluklarını bazen yaramıza tuz basarak bazen de yaramıza merhem olarak anlatıyor. “ne olurdu ölüler yılda bir gün evlerine gelseydi.” cümlesiyle anneme olan derin özlemimi ve acımı perçinlerken , “ bir gün yaşadığımız hiç kimsenin anısı olmayacağız” ile kendi ölümlülüğümü aklıma getirerek isyanımı , acımı yatıştırdı. Yani hem yarama tuz bastı hemde merhem oldu. “ insan bir eksik sözdür” kitabı Ölümün , yaşamın , sevmenin , acının derinliğini çok net hissedebildiğim bir kitaptı. Şükrü Erbaş’ın hislerinin derinliğine yakın insanların mutlaka göçüp gitmeden okuyabilmesini dilerim.
İnsan Bir Eksik Sözdür
İnsan Bir Eksik SözdürŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20212,387 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
MALUMATFURUŞ Ayşegül'ün Günlüğü Herkesi Merhabalar... Sizlere çok güzel bir kitap ile geldim. Ben bu tarz günlük kitapları çok severim. Ayşegül hanım da bütün samimiyeti ile öyle güzel yazmış ki. Okurken gülmemek,eğlenmemek ve zaman zaman da hüzünlenmemek elde değil. Ön söz kısmından o samimiyeti alıyorsunuz. Ve kitabın içerisine girip
Malumatfuruş
MalumatfuruşAyşegül Aldinç · İnkılap Kitabevi · 202412 okunma
739 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.