Hani çok sevilen bir erkek arkadaş olur hayatta; arada aşkı andıran bir şeyler de vardır, sonra ayrı düşülür, insan hatırlayıp özler; öyle bir duygu sardı içimi sabah sabah.
Ve derviş dedi:
Senin görevin aşkı aramak değil; Ancak onunla aranda kurduğun engelleri aramak ve bulmaktır.
Aşkı arama, o kayıp değil. Kendini kaybet aşkı bul...
Ve meczup cevap verdi:
Aşk üstünlükte, bilgide, defterde, kitap sahifelerinde değildir. Halk dedikoduya düşmüştür ya, o yol âşıkların yolu değildir;
"Gözüm, gönlümü düşüncelerimin karmaşasına sürükleme cinayetini işledi. Öyleyse bakışlarımdan öç alsın diye gözyaşlarımı salıveriyorum."
Cevaplar yolun sonudur, ruha lazımlı olan yoldur. Yol bir kelimeye varır,
bir kelimeye yolculuk, kelime; aşk.
Oradan bir kitaba, kitaptan bir yangına, o yangın mürşidin eteklerinden yüreklerimize, yüreklerimizde når, ateş.
O ateşin yangınıyla suya doğru, yangın yangın bir yolculuk, sükuna doğru; sudûr.
Åh mine'l ışkı ve hâlâtihî,
Ahraka kalbî bi harârâtihî...
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın.
Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgârı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.
Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.
Melih Cevdet Anday
Sekiz yıl sonra çiçeklenen aşkımızı
coşkulu bir şekilde değil, yorgun bir
arkadaşlık gibi ihtiyatla yaşıyorduk.
Bu sekiz yılda yaşadıklarımız, içimizdeki aşkı derinlere bir yere itmişti.
Aşkın varlığını, onunla en az ilgilendiğimiz zamanlarda bile hissediyorduk..
ki el demesin - Kürtler,îrfansız,asılsız ve temelsizdirler.
Çeşitli milletler kitap sahibidir.
Sadece Kürtler nasipsizdirler -
Hem düşünce adamları demesin ki Kürtler,
Amaç edinmediler aşkı.