Kurtlarla Koşan Kadınlar adında enfes bir kitap var. Orada der ki: "Kadınların yaşlarını yıllarla değil de, savaştan kalmış yara izleriyle saymaları daha iyi bir fikirdir." Ya sizce?
Sayfa 269 - Destek YayınlarıKitabı okudu
"Günümüzün Abdi ağalarını görün işte!"
Çantalarımızdan çıkarılan gazeteleri, romanla­rı, dergileri, karın üstüne tepeleme yığdılar. Rastlantı­ya bakın ki, kitap yığınının en üstünde, ünlü romancı­mız Yaşar Kemal'in İnce Memet'i ile Maksim Gorki'nin Ana romanı görünüyordu. İnce Memet, "Günümüzün Abdi ağalarını görün işte!" der gibi anlamlı bir biçim­de kalmıştı kitap yığınlarının üstünde.
Sayfa 97 - CAN YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Alıntılara sığmayan kitap...
Biz insanlar, diğer varlıkların ne üstünde ne de altındayız. Bilge kişi der ki: Gökyüzünün altındaki her şey, aynı yasanın ve aynı kaderin emri altındadır.
Hz. Mevlana der ki, "Dertli kişinin tereddüt ve elemlerle dolu evi vardır. Onu dinlemek, o eve pencere açıp onu havalandırmak demektir” (Mesnevi, Cilt 3).
Andre Gide der ki, "Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan, yeni okyanuslar keşfedemez"
Hz. Mevlana der ki, "Dert; Allah'ı anmana vesile olacaksa, tüm dünya malından yeğdir. Dertsiz dua, soğuktur. Dertli dua gönülden, aşktan gelir” (Mesnevi, Cilt 3)
Reklam
Yanmış kitap kokusu
-Ben öldürmedim kızımı. İntihar etmiş kendisi sabahın seherinde. Ne duyduk, ne de gördük. Anası uyandırayım diye odasına girdiğinde asılı bulmuş öyle. Bizler fakiriz; ama hiç bir şeyini de eksik etmedim. Her gün aş pişer bu hanede. Bayramda seyranda giyim kuşam da alırdık. Okumak istedi, ona da yok demedik. İstesem, okutmazdım mesela. Hevesini
Sayfa 80 - Kerasus Kitap
Oscar Wilde der ki, "Yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir. Çoğu insan sadece var olur”
Namık Kemal, İntibah'ta der ki, "İnsanoğlu her adımını mezardan uzaklaşmak için atar, fakat yine de her adımda mezara biraz daha yaklaşır. Her nefesini ömrünü uzatmak için alır, fakat yine de her nefes alışta ömründen bir nefeslik zaman eksilir. ”
Âşık, ma’şuk birdir bile, aşktan gelir her söz dile, Bîçâre Yunus ne bile, ne kara okudu, ne ak ve Ne ilmim var, ne tâatım, ne gücüm var, ne tâkatım, Meğer senin inâyetin ede yüzüm ak Çâlab’ım beyitlerine gelince bunlar, Yunus’un okuma - yazma bilmediğini değil, bilgiye önem vermediğini belirtmekte. Zamanının en büyük bilgini Mevlânâ da Yunus gibi, “Ercesine, sarhoşçasına bir hamle ettik, ilmi verdik de malûma eriştik” der; Hayyam da, “Okudum, öğrendim, sonunda şunu bildim ki hiçbir şey bilmiyormuşum” hükmünü verir. Yunus, Çün aşkın kitabını okudum, tahsîl ettim. Ne hâcet kim karayı ak üstüne yazarım beytiyle aşk kitabını okuduğunu, artık karayı ak üstüne yazmanın, tarifte, telifte bulunmanın lüzumsuzluğunu belirtiyor. İlimle irfânın arasındaki fark ise Yunus, İlim hod göz hicâbıdır, dünyâ ahret hisâbıdır. Kitap hod aşk kitabıdır, bu okunan varak nedir sorusunu soruyor; onun içindir ki Yunus Biz tâlib-i ilmleriz, aşk kitabın okuruz, Çalab müderris bize aşk hod medresesidir
Sayfa 398 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.