İkinci cilt incelemesini tamamladım. Aşığılarda belirttiğim yerde göreceksiniz. Önemseyenler için tabii ki.
Klasikler hakkında inceleme yaparken zorlanıyorum. Birincisi: kitabın şaheser olması ve yapacağım incelemeden de yaraşır bir şey beklemem; diğeri ise söylenecek her şeyi birilerinin söylemiş olması.
Hayatınıza Levin gibi şekerpare
Kitabım hakkında incelememi yazmadan önce olumsuz yorumları ile yaptığım yanlışı fark etmeme vesile olan hesaplara teşekkür etmek istiyorum.
...
Öncelikle kitabın kapağından başlayacağım. Kitabın kapağının sırf satılsın diye tasarlanmış olduğunu düşünüyorum. Eee diyeceksiniz kitabın yazarı sensin kapağını beğenmediğin bir kitabın var bu ne
Öncelikle şunu söyleyeyim: Konu çok hassas. Ki bu nedenle birçoğunuz bu konular hakkında konuşmaktan çekiniyor ve hiçbir şey söylemeden kitabı okuduğunuz gibi bırakıyorsunuz. Erkekler bu konular hakkında konuşmak konusunda kadınlardan daha da geride, kadınlar hemcinslerinin halinden anlamaya çalışsa da erkeklerin birçoğunda bu durum yok. Şimdi
*Spoiler içerir.
Daha önce bir kitabı okurken hiç bu kadar acı çekmemiştim. Bazı değişmez ögelerin toplum ve birey içinde var olmasını desteklediğimden midir bilinmez, toplumsal bir çöküşün ilk adımlarının şöhret yanlısı bir kadına yüklenmesi, kitaba karşı bir önyargımın oluşmasına neden oldu en başlarda. Fakat şunu söylemeden geçemeyeceğim: Bir
"Son ana kadar ümit etmekten vazgeçmezmiş meğer insan. Tüm ümitlerin tükendiği bir an ise mutlaka gelirmiş"
Tıpkı Hüseyin amcanın çaresiz kalışı gibi.
"Sen hangi aralıklarla güneş tutulması gerçekleşir bilir misin? Ben söyleyeyim sevgilim; yoksa iki illa beş güneş tutulması gerçekleşir. Peki, sen hiç güneş tutulmasının hayalini
Yazarımız diyor ki: “Bir film düşün. İlk sahne sıradan bir olayla başlar. Film ilerledikçe gelişmelere inanamazsın. Dehşete kapılırsın. Film biter. Etkisinden kurtulamazsın. Korkarsın.”
Bende diyorum ki: “Filmin size tanıdık olduğunu ve gerileceğinizi, korkacağınızı bilmenize rağmen Pandora’nın kutusunu aralama dürtüsünün size hâkim geldiğini
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Popüler kültürün bir mağduru daha..
Okumadan elde gezdirilen, kahve ile fotoğrafı instagramda sıkça paylaşılan bir yazar İbrahim Tenekeci. Hadi okusa neyse, ama mazallah sayfalar eskir.
Yine kursta bir arkadaşta görmüştüm Ibrahim Tenekeci'yi. Uçuş denemeleri isimli kitabıydı. Kız bana kitabın sayfaları eskir diye vermedi kitabı. Böyle bahane mi
Kısa ve dolu kitap. Benim okuduğum Can Yayınları'nın bastığı basımdı. 152 sayfadan oluşuyor. Bunun yaklaşık 30 sayfası resim. Dolayısıyla bir günde okunabilecek bir kitap. Fakat kısa olması, resimli olması sizi yanıltmasın 500 sayfalık bir çok kitaptan daha değerli bir kitap. Bu yönüyle kesinlikle bir çocuk kitabı değil.
Kitap şekil olarak bir