Kitap güzel ama sık sık "tek suçun doğduğun topraklar ve Kürt olduğu" nu dile getirerek sanki gerçekten bir suçmus gibi bahsetmesi. Kürt konusu hakkında hiç bir bilgisi yok yazarın, bunu anlamış oldum. Hele ki Şahin'in yaşam tarzı ya yazarcım sen bu adami kaç kişiliğe sığdırdın. Bazı yerlerde duygusallaşmak yerine sinir oldum. Kitapta kıskanma sahneleri biraz klişe gibi. Ve başta yazdıkları sonradan anlamsızlaşiyor. Tam anlamıyla birbiriyle bağdaşlanmamış. Çoğu yerinde uzatmalar olması kitabı sıkıcı hâle getirmiş. Kürt Türk ilişkisinden çok kendi olayını (aşkını) dramatik bir şekilde anlatıyor. Çoğu yerde yazarın Kürtlüğü, örfleri bilmediği o kadar açık ki. Ve birazda aralarındaki aşktan ziyade sağlıksız bir ilişki, bir bağlılık içinde olması ve kendini ezmesi üstüne bunu hak ettiğini savunması beni çileden çıkardı. Kitaptan çıkarılan anlamlar saçma hiç bir yerinde "Güçlü Kadın" imajı göremedim. Hep aksine aşk hikâyesinden çok sağlıksız bir aşk var ortada. Kitabın çoğu yerinde Gülşah 'ı anlayamadım. Gülşahcim üzgünüm ama bu biraz aşk değil gibi ya. Kitabı merak ettiğim için okudum. Ama okuduğuma pişman değilim. Okuduğum hiç bir kitap için pişman olmam. Ama keşke herkes kitap yazmasa.