Fikirlerine çok saygı duyduğum bir arkadaşım sayesinde tanıştığım Ruh Adam, eski bir askerin, askerliği eskide kalmak zorunda olan, oldukça garip bir insanın, bir buz adamın romanı. Hem istemsizce hayran olunacak hem de çok ama çok eleştirilecek yönleri olan Selim Pusat baş karakterimiz.
Atsız kendisini ifade ederken o kadar özgün bir dile sahip
Dalkavuklar Gecesi - Z Vitamini'ni okursanız isabet olur.
Hüseyin Nihal Atsız edebiyat dünyasında haksızlığa uğramış bir şair ve yazardır. İkinci Süreya vakası
Kavgam ve Nutuk da okuyun, Risale-i Nur da okuyun. Ateizm ve evrim kitapları da okuyun, fıkıh ve teizm kitapları da okuyun...
Kitap dünyası bir gökkuşağı gibidir. Nasıl ki gökkuşağından bir renk çıkardığımızda gökkuşağının anlamı kalmıyorsa edebiyat dünyası da böyledir benim için.
İnsanları ötekileştirmememizin elzem olduğu bu dünyada kitaplar da en az insanlar kadar ırkçılığa uğramaması gereken değerlerimizdir.
(1k, 30 Mart 2017)
Kitap ırkçılığına hayır diyenlerdenim...
Özellikle bu sene polisiyeden vazgeçip kendime birşeyler katmam gerekir deyip Zweig, Livaneli'nin kitaplarına sardım distopya da işin içine girmek üzereyken baktım iyice içine kapanık aşırı düşünen biriyim biraz kendimi incelteyim dedim. Şiirle incelenlerden değilim açıkçası Üstad Necip Fazıl'ın şiirleri hariç pek şiirde sevmem deşarj olmak için tavsiye üzerine bu kitabı okuyayım. İyi mı yaptım bir bakıma evet ne kadar bana birşey katmayıp ileride aklımda kalmayacak olsa bile...
Gelelim kitaba. Yeşilçam senaryosunun kitaba dökülmüş hali. Bir süre sonra etrafta Kartal Tibet ve Fatma Girik'i görüp "Noluyo lan ?" gibi tepki veriyorsanız korkmayın kitaptandır o:))
"Ah Adnan bizde bir gün mesut olacak mıyız? " veya ". Nayır biz evlenemeyiz çünkü ayrı dünyaların insanlarıyız" gibi Yeşilçam da zırva yapmış klişe cümleleri animsayabilirsiniz. Dediğim gibi size birşey katmayacak ama ağlayıp deşarj olmak isterseniz iki gününüzü alır. İyi okumalar...
Türkiye gibi kimlik sorunlarıyla cebelleşen ülkelerde insanlar, ne okuduklarından ziyade neyi okumayı reddettiklerini konuşuyorlardı. Dolayısıyla okumadıkları kitapları/yazarları tartışmaya daha çok zaman harcıyorlardı.
Bediüzzaman Said Nursî de okuyun. Ateizm ve evrim kitapları da okuyun, fıkıh ve teizm kitapları da okuyun...
Kitap dünyası bir gökkuşağı gibidir. Nasıl ki gökkuşağından bir renk çıkardığımızda gökkuşağının anlamı kalmıyorsa edebiyat dünyası da böyledir benim için.
İnsanları ötekileştirmememizin elzem olduğu bu dünyada kitaplar da en az insanlar kadar ırkçılığa uğramaması gereken değerlerimizdir.