"Okuma, uygar bir insan için büyük bir zevktir, kitabı severim, benim için onların kıymeti vardır. Fakat hiçbir zaman da, kitapta yeni bir söz bulmak, yaşam tarzına dair tarifler aramak için aç birinin ekmeğe sarıldığı gibi, her önüne gelen kitaba atılan garip kimseler arasında değilim."
Sayfa 86 - MercekKitabı okudu
Atatürk'ün kitap okuması
"Atatürk düzenli okuma alışkanlığı olan biridir. Hatta okurken okuduğu kitap, metin her neyse onun üzerine notlar alır." İlber ortaylı
Reklam
Ben aptalın biriydim, hiçbir şeyden haberim yoktu. Tek kitap bile okumamıştım ama o bilgiliydi. O anda kitapların ağırlığıyla yamulmuş raϐlara kıskançlıkla baktım. Hayal kırıklığı, ümitsizlik ve öϐke duyuyordum. Bütün kitaplarını tek tek ve mümkün olduğunca çabuk okuma hevesine kapıldım. Bilmem, belki de onun bildiği her şeyi öğrenirsem, onun arkadaşlığına daha çok layık olurum diye düşündüm. Hemen ilk rafa koştum ve elime geçen ilk tozlu cildi hiç tereddüt etmeden alıverdim. Korku ve heyecandan titreyerek kıpkırmızı bir hâlde çalıntı kitabı odama götürdüm. Annem yattıktan sonra kandilin ışığında gece boyunca okumayı kafama koydum.
️Kitap okumayan bir kimsenin, hiç okuma bilmeyen cahile karşı bir üstünlüğü yoktur.
Kitlelerin beğenisiyle değil kendi beğenisiyle hareket edip bir okuma planı çıkartmalı. Sıkıldığı, yorulduğu kitapları bir kenara bırakmalı, zaman kıymetli ve okunacak daha çok kitap var.
Sayfa 235
Ön Yargılarımı Yıkan Kitap: Hangi Batı
1975’ti sanırım; bir kavga sırasında, karşı gruptan bir çocuğun elindeki iki kitabı çekip aldım. İki kitap da Attila İlhan’ındı. Birisi, Faşizmin Ayak Sesleri. Faşizme karşı olduğumuz halde “Faşist” suçlamasına maruz kalmamızın verdiği öfkenin tesiriyle, kitabı hemen orada parçaladım. Diğeri, Hangi Batı. Attila İlhan’ı şair olarak biliyordum, siyasi yazılarından haberim yoktu. Onu kendime alıkoydum. *** Okuyanlar bilirler, Attila İlhan’ın “Hangi” serisi gazete/dergi yazılarından oluşur. Önce birinci yazıyı okudum. Yazı bitti “ben bunun altına imzamı atarım” dedim. Sonra ikinci yazı, aynı tepki. Üçüncü yazı; şaşkınım… Gece geç vakit kitap bitti. Koskoca kitapta, yazarın görüşlerine katılmadığım iki üç cümle ya çıkar ya çıkmaz. **** Kendi kendime söylendim: İyi de biz niye dövüşüyoruz? O günden sonra hiçbir kavgaya girmedim. Tek yönlü okuma dönemim de sona erdi. **** 1975’ten bugüne süregelen okumalarımı isimlendirmem gerekirse; “araştırıcı okuma dönemi” diyebilirim. Bu dönemdeki okumalarımda seçici oldum. Konusunu ve yazarını araştırmadan hiçbir kitabı okumadım.
Reklam
..” Bu kitap nasıl olsa var, ama az sayıda, kitapçılarca pahalıya satılıyor. Neden onu okuma hakkı yalnız zengin okurların olsun. Gerçekten de, neden?..”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.