Öğrencilerden birisi; "Suçlu biz değiliz,çünkü biz okuma eğitimini almadık ve düzenli bir okuma yapan örnek insanlara rastlamadık.Yani az okuyan bir ailenin çocuğu ve yine az okuyan öğretmenlerin öğrencisiyiz."
İkinci öğrenci de şunları söylemişti: "Devletin okuma politikası yok.Sanki okutmama politikası var.Düşünün.Gazeteler pahalı,kitaplar pahalı,kütüphaneler az. Olsa da kullanışlı ve halka özendirici değil."
Bu kitap bana biraz ilköğretim ders kitaplarındaki anlatım şekli gibi geldi. Faydasız bir kitap diyemeyeceğim. Güzel fikirler,taktikler vermiş yazar. 'Bunları Biliyor musunuz?' ve 'Geçmişimiz Böyle Değildi' başlığı altında da faydalı bilgiler vermiş sağ olsun var olsun. Ancak sığ bir anlatımla tekrar etmişti kendini bence. Neticede bitti.
Çoğunluğu ortaokul azınlığı lise öğrencisine hitap eden bir Kitap. Bana kattığı şeyler olsa da çok temel beğendim ama çok değil. Kitap okuma da zorlananlara yardımcı olabilir.
Unutulmamalıdır ki, kitap okuma alışkanlığı bir anda ortaya çıkmaz. Sabırla, inatla ve istekle yürütülecek bir dizi çalışmadan sonra oluşacaktır. Ama oluştuğu zaman da elde edilen kazanç, ifade edilmeyecek kadar büyük olacaktır.
... telefonda ilk kez görüşülen birisinin konuşmasından ve kullandığı kelimelerden eğitim düzeyini, zekasının kıvraklığını, sosyal durumunu sezmek mümkündür.
Tarih kitapları, tecrübe kazandırır. Fikrî eserler, düşünmeyi öğretir. Hikâye ve roman, hayatı, daha gerçekçi bir gözle görmemizi sağlar. Şiir, duyguları terbiye eder. Biyografik eserler, çalışma şevki verir.
Herhalde istenecek en güzel şey de, ilimdir. Bir insanın en büyük zenginliği budur. Dünyevî zenginlikler geçicidir. Ama ilim, bilgi ve feyiz kalıcıdır. Bu ise, okuyarak kazanılır.