Anne Frank'ın babası, bu hatıraların yayımlanmasına nasıl ve niçin müsaade ettiğini şöyle anlatır:
"Auschwitz toplama kampından döndüğüm zaman Miep, bana Anne'ın hatıra defterlerini verdi. Okumaya karar verebilmem için epey bir zaman geçti. Okuduktan sonra sizleri iyi tanıyan dostlarımla bu hususta konuşmak arzusunu duydum. Onlara kızımın defterinin birer suretini verdim. Defter arkadaşlarımın üzerinde derin bir tesir yapmış, bu hatıraların dokümanter ve edebi kıymeti hususunda dikkati mi çektiler. Kızımın mahrem notlarının benim için çok kıymetli ve şahsi bir hatıra olduğunu takdir ediyorlar, fakat aynı zamanda Anne'ın bütün insanlığa bıraktığı bu emaneti gizli tutmaya hakkım olmadığını ileri sürüyorlardı.
Anne'ın hatıra defterini yayımlamak fik rine kendimi çok güç alıştırabildim. Fakat bunu yaptığım takdirde kızımın en büyük arzu sunu yerine getirmiş olacağımı anlıyordum. Def terinde, yazar olmak istediğini ve ileride gizlen me senelerine ait bir kitap yazmak için bu not lardan faydalanmak arzusunda olduğunu belir tiyordu. 4 ve 1 1 Nisan 1 944 tarihini taşıyan mek tuplarında 'Öldükten sonra da yaşamak istiyo rum' ve 'Yaşamak ve insanlara hizmet etmek is tiyorum' diyordu."
İlk bakışımda tüm hayallerim suya düştü,hatta sinirlendim.Bu kadar büyük bir tehlikeyi göze aldığım ve uçarı beklentilere girdiğim o kitap bir satranç kitabından başka bir şey değildi,yüz elli ustanın oyunlarının olduğu bir toplama kitap.
Öyle bir kitap ki iki kapağın arasında toplama tekniğindeki bir hatadan dolayı içine sızmış bir insan sözü yoktur. Ve iki kapağının disinda kalmış bir Allah kelamı da yoktur.
En üst düzeydeki görevlerin yerine getirilmesi Görünürde büyük zeka katkısı gerektirmiş gibi dursa da sadece alışkanlık haline gelir Avukat yargıç Dr Profesör hepsi mesleklerini yerinde Sayan veya son derece yavaş yükselen bir temel üzerinde icra ederler sarf edilen güç yılan yıla düştükçe sahip olunan zekanın yüksek niteliklerini değerlendirme