Bana öyle geliyor ki biz bütün rengimizi sevgiden ve sevgisizlikten alıyoruz. Kalp mi, gönül mü, bazen şaşırıp kalıyorum bu hazineye isim vermekte.
Rüknettin’in kalbi için kehanetler
ı rüknettin'in aynalarda ağladığı kadar var. bir mevsimin kıyısından tutarsan rüknettin kurak ovalara yağmurlar yağar ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi kalbin şiir olup vadilerini sular. senin de vadilerin vardır rüknettin! kehanetler kurarsın, yağmalarsın kendini kurtarıp o yangında ilk önce kalbini niyedir, aynalarda azalır
Sayfa 102 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsanları yaraları da birleştiremezse daha ne birleştirir, değil mi? Öyle bir uzaklaşma ki kendimizden, öyle bir yabancılaşma, uykularımız bile bizi iyileştirmiyor artık. İlk dizeleri kâğıda düştüğüm günden beri binlerce yanıt verdiğim, yine de yatışmadığım bir uzun soru oldu yazmak. Yara aynı yara / Dil aynı dil. // Biz neden bu kadar yalnızız deyip duruyorum neredeyse elli yıldır. Sanırım bize korkuyu öğrettiler sonunda. Sistematik bir cehalet sistematik bir şiddetle öğretti bunu. Küçümsediğimiz aptallık öğretti. Birdenbire değil elbette ama sanki birdenbire yapayalnız kaldık. Kendi yaramızın başkasında kanadığını göre göre sadece kendi yaramıza inandık. Başkası, adı üstünde başkasıydı işte. Oysa bizim ilk hayat bilgimiz merhamet duygusuydu. İnsanın acılarıyla insan olduğuydu, insanın haysiyetiyle insan olduğuydu ve insanları birbirine bağlayacak olan en güçlü, en soylu duyguydu acı. Bir yabancılaşma ki, insan olmanın bütün erdemlerini hepimizin kalbine gömdü. Sanırım daha ineceğimiz kötülük çukurları var!
Olayların anlamı yoktur, onlara biz anlam veririz. Olgun insan, olaylara kendisinin anlam verdiğini bilir ve verdiği anlamdan sorumluluk alır.
"Beni dinle, Alman! Biz Türkler, adam adama mücadelede, bu dünya üzerindeki herkesle çarpışabiliriz. Türk askeri hiçbir zaman kaçmaz! Aynı şeyi Gelibolu'dan, Balkanlar'dan, Almanya'dan ve çölden bildiğim Almanlar için söylememse mümkün değil." Kemal'in gözleri gerçek bir nefretle parıldıyordu. "Alman aptallığı ve korkaklığı, Türklerin savaşçı insanlarını suçlayarak mazur gösterilemez."
Sayfa 165 - Yakamoz yayınları, 2019Kitabı okudu
(kalbimiz de hayatta böyle değişimler geçirir ve ıstırapların en büyüğü budur; ne var ki biz bunu sadece kitap okurken, hayalden biliriz; gerçek hayatta kalbimizin geçirdiği değişimler, tıpkı bazı tabiat olayları gibi,o kadar yavaş gerçekleşir ki, kalbinizin içinde bulunduğu farklı durumların her birini saptar,buna karşılık, değişim duygusunu yaşamayız.)
Sayfa 83
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.