Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Artık bizde kitap yazmak isteyen biri ya masa başına oturup mırıltılarını iki haftada kağıda döküyor ya da gazetelerden, dergilerden, ansiklopedilerden, internetten derme-çatma bilgiler derleyip onları araştırmacı kimliğiyle romanlaştırıyor. 'İnsan unsuru'nu özümseyip yansıtmaya çalışan pek az. Edebiyat denen şeyi ise unuttuk unutacağız."
Sayfa 326 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Her kitap eksiktir, her oturuşta yeni bazı gözlem ve tahassüsler eklenebilir ve yazmak böylece bitmek bilmez bir serüvene dönüşebilir
Sayfa 9 - SayarKitabı okudu
Reklam
"Benim karanlıktan kurtulma yolunu bulmamı sağlayan biraz da okuyup yazmak oldu. Depresyonun gelecek hakkında yalanlar uydurduğunu anladıktan sonra, deoresyon ve kaygıya kafa tutmak için, kişisel deneyimlerimi içeren bir kitap yazmak istedim... Bu kitabı yazıyorum, çünkü biliyorum ki en eski klişeler geçerliliğini koruyor hala; Zaman her şeyin ilacıdır. Göremesek de tünelin sonunda ışık vardır. Her gecenin bir sabahı vardır. Ve kelimeler bazen, bizi özgürleştirir."
Yazmak iyidir, ama düşünmek daha iyi; akıllılık iyidir, ama sabretmek daha iyi.
"Dünya senin için bir Çin bulmacasıyken ve varoluş düzeni hakkında yazabileceğin tek şey, onu hiç bilmediğinken, sen tutmuş dünyayı ve varoluş düzenini yazmak istiyorsun."
Sayfa 127Kitabı okudu
Harika bir kitap yazmak için önce kendiniz kitaba dönüşmelisiniz.
Reklam
...bu, yazmak zorunda olduğum, senin ve benim yaşamımıza, geçmişe ve geleceğe, acıya dönüşen güzelliklere ve sevince dönüştürülebilecek acılara ilişkin mektupta...
Edebiyat kedileri seviyor fakat kedilerin edebiyatı sevdiğini düşünmüyorum. Sayfaları dişleyen, kapakları tırmalayan, kitapla göz arasına giren bir kediyle kitap okumak kolay değil. Yazmak da öyle. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, bu yazıyı bitirirken kedilerden biri açık bir sabotaj niyetiyle ısrarla ekrana vuruyor.
Öykü yazmak
Eğer yönetmen belli bir sahnenin neyi amaçladığını anlar ve orada amaçlananı sahnelerse, Tovstonogov'a göre hem yazara, hem de seyirciye olan sorumluluğunu yerine getirmiş olur. Eğer yönetmen güzele, görüntüye, hatta betimleyici sahneye hiç düşünmeden başvuruyorsa, bu sahneyi oyunun mantıksal gelişimiyle bütünleştirirken pek çok güçlük çekebilir. Dahası, büyük bir baskı altında güzel görüntüyü çalışmasına katmaya uğraşırken, aslında bütün olarak oyunun ya da filmin aleyhine, kendisini o güzel görüntünün belirsiz katkısına bağlamış olur. Bu görüş, Hemingway tarafından da "Öyküyü yaz, tüm güzel satırları çıkar ve öykünün hâlâ işe yarayıp yaramadığına karar ver," biçiminde dile getirilmişti. Yönetmen ve oyun yazarı olarak benim deneyimim şudur: Film ya da oyun, yazarın atabileceği fazlalıklarla orantılı olarak ilerleme kaydeder. İyi bir yazar, budamayı öğrenerek; süs, betim, anlatı ve özellikle derin anlam ve duygu öğelerini atarak daha iyiye ulaşır. Peki, geriye kalan nedir? Öyküdür. Öykü nedir? Öykü, hedefine ulaşmaya çalışırken kahramanın başına gelen önemli olaylar dizisidir. Buradaki önemli nokta, Aristoteles'in de söylediği gibi, yazara ne olduğu değil, kahramana ne olduğudur. Böyle bir öyküyü yazarken, görme yetisine sahip olmak şart değildir; düşünme yetisine sahip olmak gerekir.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.