Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

100 Soruda Türk Basın Tarihi

Hıfzı Topuz

Öne Çıkan 100 Soruda Türk Basın Tarihi Gönderileri

Öne Çıkan 100 Soruda Türk Basın Tarihi kitaplarını, öne çıkan 100 Soruda Türk Basın Tarihi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan 100 Soruda Türk Basın Tarihi yazarlarını, öne çıkan 100 Soruda Türk Basın Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uğur Mumcu
Uğur Mumcu Cumhuriyet tarihinin en dürüst, en yürekli, en devrimci gazetecilerinden biriydi. Tüm meslek yaşamı Atatürk ilkelerinin ve laikliğin savunulması ve yolsuzlukların üzerine yürümekle geçti. Türkiye'nin tam bağımsızlığından yanaydı, özgürlükçüydü. Devleti ve milleti soyanla­rın baş düşmanı oldu. Yobazların, hırsızların, vurguncuların karşısına di­kildi. Din sömürücüleriyle savaştı, şeriatçıların boy hedefi oldu. Faili meçhul cinayetleri araştırmaktan hiç bıkmadı. Hiçbir partiye ve kişiye bağlanmadı ve ödün vermedi. Behice Boran ve Mehmet Ali Aybar'la yap­tığı konuşmalar değerli birer belge oldu. Bunların yanı sıra Almanya'ya gidip şeriatçıların şeyhi Cemalettin Kaplan’la görüşmekten çekinmedi. Her toplantıya, panele, imza gününe katılmaktan korkmadı. Her imza gü­nünde yüzlerce okuyucu ona ulaşabilmek için kuyruk yapıyordu. «Atatürkçüyüm, öyleyse vurun» diyerek alnı açık, başı dik yobazların üzerine yürüdü. İnsan haklarının savunucusuydu. Terörün karşısındaydı. «Araştırma gazeteciliğinin en başarılı örneklerini vererek basında bir çığır açtı. Uğur Mumcu bir kış günü, 24 Ocak 1993'te, saat 13 sıralarında eşi ile birlikte evden çıktı. İbni Sina hastanesinde bakım gören bir dostunu ziya­ret edecekti. Eşini bekletip otomobiline bindi. Kontak anahtarını çevirir çevirmez olay yerinde can verdi. Cesedi, otomobilin parçalarıyla birlikte yaklaşık, 3,5 metre yükseklikteki parmaklıkları aşarak bitişikteki bahçeye fırladı.
Aziz Nesin'in bazı vecizeleri
Türkiye'de hiçbir yazar onun gibi gündemde kalmadı. Aziz her fırsat­ta günün adamı olmasını bildi. Günün birinde "Türk halkı aptal ve enayi­dir. Yüzde 60'ı aptaldır. Bu tüm Türkiye aptaldır demek değildir" dedi ve kıyametler koptu. Onun ardından da şöyle dedi "Türk insanının aptallığın­dan ve tembelliğinden söz ederken nezaketen sahtekârlığından bahsetmemiştim. Biz aynı zamanda sahtekâr milletiz." Bu da yetmedi, bir süre sonra da şöyle dedi "Daha önce Türklerin % 60''ı aptaldır demiştim, Kürtlerin de % 80'i aptaldır. Devlet kuramazlar." Daha ne vecizeler söylemedi ki, işte birkaç örnek: "Toplum olarak zekâmız kıt. Geçen 300 yıl boyunca sadece özel dersane, dolmuş ve gecekonduyu bulmuşuz. Bu ayıbı taşıyor, utanıyorum." "Türk halkının en büyük icadı yoğurta su katıp ayran yapmaktır." "Hezarfen Ahmet Çelebinin Galata kulesinde uçtuğu yalandır, adam düşmüştür." "Türkiye, dünyanın en kötü Anayasasını yapan ve ona kefil olan adama oy verdi.” "Uygarlık haritası olsa orada yerimiz yok. Uygar ülkelerin tarihinde yüzlerce bilim adamı var, bizde bin yıllardan beri yok." "Ben Türk insanını sevmiyorum, kendi halkımı sevmiyorum, ama o sevmediğim halkın ayrılmaz bir parçasıyım.” "Biz herşeyi maymun gibi dışarıya bakarak, bazen da zorlanarak aldık."
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
Aziz Nesin
Yarım yüzyıl Türk basınına ve mizah edebiyatına damgasını vurmuş olan Aziz Nesin 5 Temmuz 1995'te Çeşme'de öldü. Aziz Nesin Türkiye'nin en üretken yazarıydı. Yüz kadar kitap ve binlerce dergi ve gazete yazısı yazdı. Kitaplarının baskı sayısı 6 milyona ulaştı. Bunların bazıları 24 dile çevrildi (İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Arapça, vb). Öyküleri 28 dilde yayınlandı. 9 oyun, 7 anı kitabı, 7 şiir kitabı, 10 roman ve 46 öykü kitabı yazdı(6). Aziz Nesin işte böylesine üretici bir yazardı.
Abdülhamid'in kitap yakma işlemleri
İstibdat Döneminde Hükümetin en büyük düşmanlarından biri kitaptı. Kitaba karşı savaş açılmıştı sanki. Bu konuda dünyanın en ilginç belgele­rine bu dönemde rastlıyoruz. İşte bazı örnekler: Mabeyn Başkâtipliği'ne, yani Saraya yollanmış 7 Mayıs 1902 tarihli bir belgeden özetle: "Encümeni Teftiş ve Muayene'nin elkoyduğu 150 çuval kadar kitap ve
Sayfa 39 - Payitaht Abdülhamid dizisinde bunlara da yer verilseydi keşkeKitabı okudu
Aziz Nesin, adını ilkler tarihine yazdırmış
Millî Birlik döneminde tutuklanan ilk gazeteciler Aziz Nesin ile İhsan Ada olmuştur ... İhsan Ada da görüşlerini ve eğilimlerini beğendiği yazarla­rı toplayarak Tanin'in kadrosunu kurar. Kimler vardır kadroda: Aziz Nesin, Melih Cevdet Anday, Yaşar Kemal, Sabahattin Eyüboğlu... Tanin 1 Mart 1961 günü yayınlanmaya başlar. Bir olay olm uştur gaze­tenin çıkışı. İlerici olarak tanınan bunca yazarın Teininde toplanması çeşit­li jurnallere konu olur. Kasım Gülek'ten hesap sorulur bu yüzden. Aziz Nesin'in yazılarında yine solculuk araştırmaları başlamıştır. Sonunda, 18 Mayıs 1961 Perşembe akşamı Birinci Şubenin iki memuru gelir gazeteye. İhsan Ada ile Aziz Nesin'in nezaret altına alındıklarını bildirirler ... Aradan iki ay bile geçmemiştir, 3 Temmuz 1961 günü İhsan Ada ile Aziz Nesin, yazılarında hiçbir suç unsuru görülmediği için, Askerî Sorgu Yargıçlığının karan ile «tahliye» edilirler. Bu olay gazetecilere karşı alı­nan ilk «tedbir» ve kötü bir başlangıçtır.
Sayfa 124Kitabı okudu
"0 = AH" favorim :D
O dönemden kalma belgelerde şu kelimelerin çıkartıldığı belirtiliyor: Grev, suikast, ihtilâl, anarşi, sosyalizm, dinamo, dinamit, infilâk, kargaşa­lık, hal, (hükümdarın tahttan indirilmesi), kıtal, (vuruşma), Kanunu Esasî, hürriyet, vatan, müsavat (eşitlik), Bosna, Hersek, Makedonya, Girit, Kıb­rıs, Yıldız, büyük burun (Abdülhamid'in burnu büyük olduğu için bu keli­me yasak edilmişti), Murad (Sultan Murad anlamına gelebildiği için), is­tibdat, beynelmilel (uluslararası), veliaht, cumhuriyet, mebuslar, Ayan azası, bomba, Mithat Paşa, Kemal Bey, inkılâp, tahtakurusu, (yanlışlıkla «tahtı kurusun» diye okunabileceği için); kimya ile ilgili yazılarda 0 = AH gibi simgelerin kullanılması yasaktı, çünkü bunlar «Abdülhamid=sıfır» anlamına gelebilirdi; hasta (hasta adam, yani Osmanlı İmparatorluğu), kardeş (yani Sultan Murad), vb.
Sayfa 38 - Istibdatta hangi sözler yasaklanmıştı?Kitabı okudu
Reklam
Vakit gazetesi 1929'da ilk yarışmalardan birini düzenliyor. Vakit ogünlerde Reşat Nuri Güntekin'in Yaprak Dökümü'nü yayınlamaya başlıyor. Yazılarda bilinçli olarak bazı yanlışlar yapılıyor. Bu yanlışları bulanlara Çalıkuşu romanı hediye ediliyor.
Sayfa 190 - Gerçek Yayınevi, Yeniden Yazılmış İkinci Baskı: 1996Kitabı okudu
Davaların dökümünde Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın "Basına dava açma" rekorunu elinde bulundurduğu belir­lendi. Nitekim Özal, Sepetçiler Kasrında, "Basın sayesinde zengin oldu­ğunu ve bir milyar liraya yakın tazminat aldığını" açıkladı.
Sayfa 153 - Gerçek Yayınevi, Yeniden Yazılmış İkinci Baskı: 1996Kitabı okudu
1939 Eylül'ünde İkinci Dünya Savaşı patlak verir. Bütün dünyada ger­ginlik artar, olağanüstü önlemlere yönelinir. Türkiye savaşın dışındadır ama. 1940 Kasım'ında İstanbul bölgesinde sıkıyönetim ilân edilecektir. Artık savaş bitene kadar Hükümet bu sınırsız yetkileri kullanacaktır. Basın özgürlüğünün hiç lâfı olmaz bu dönemde. Bakanlar Kurulu gerekli gördüğü anda dilediği gazeteyi, dilediği sürece kapatacaktır.
Sayfa 96 - Gerçek Yayınevi, Yeniden Yazılmış İkinci Baskı: 1996Kitabı okudu
Milli Güvenlik Konseyi 1962 Anayasasına kesinlikle karşıydı. Yeni bir Anayasa hazırlamak için bir Danışma Meclisi oluşturuldu. Bu tasarı Mecliste 7'ye karşı 120 oyla kabul edildi. (23 Eylül 1982). Milli Güvenlik Konseyi bazı ufak değişiklikten sonra tasarıyı 19 Ekim 1982’ de kamuoyu­na duyurdu. Kenan Evren yaptığı bir konuşmada Anayasayı tanıtma ko­nuşmalarının eleştirilmesinin yasak olduğunu bildirdi.
Sayfa 142 - Gerçek Yayınevi, Yeniden Yazılmış İkinci Baskı: 1996Kitabı okudu
74 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.