Eli bir saati durduracak kadar soğuk, bir boğayı boğacak kadar güçlü ve rüzgarı yakalayacak kadar hızlıdır. Ozanları kraker gibi parçalayıp çorbasına doğrar.
"Eğer boynuzlu Domusboy Domuzu'nu öldürürsen, kız senindir," dedi bir gezgin sırıtarak. "Fakat boynuzlu Domusboy Domuzu diye bir şey yok, işin zor tarafı da bu."
Bir zamanlar, on üç saatin çalışmadığı ıssız bir tepedeki kasvetli bir şatoda soğuk, kavgacı Dük ile onun yeğeni Prenses Saralinda yaşardı. Prenses her mevsim sıcakken, Dük her zaman soğuktu. Elleri, gülümsemesi kadar, hatta neredeyse kalbi kadar soğuktu. Uykudayken eldiven giyerdi, uyanıkken de eldiven giyerdi, bu yüzden de toplu iğneleri ya da metal paraları ya da yemiş kabuklarını toplamak ya da bülbüllerin kanatlarını yolmak onun için zor oluyordu. Bir doksan beş boyunda, kırk dört yaşındaydı ve düşündüğünden daha soğuktu.