“Ortaçağa geldiğimizde, kedilerin hem en şanslı hem de en talihsiz sayıldıkları bir dönem başlamış bulunuyordu. O yıllarda Mısır’da tanrılık özellikleri atfedilen kediler, Avrupa’da şeytanlaştırılmışlardı.”
“Mısır’da kedilerin başka yerlere taşınması devlet eliyle yasaklanmıştı. Sadece bu konuda çalışmalar yürüten görevliler, ülke sınırları dışına çıkarılan kedileri tespit edip ülkelerine geri getiriyordu. Mısır halkı için, insanların güvenliğinden bile önce kedilerin güvenliğini sağlamak geliyordu ve kedilerin hayatı insana kıyasla çok daha fazla önem taşıyordu. Öyle ki, MÖ 400’lerden bile daha eski zamanlarda, bir kediyi öldürmenin cezası ölümdü. Heredot, bir kedi öldüğünde, o evde yaşayan herkesin derin bir yas dönemine girdiğini ve bunun işareti olarak da kaşlarını tıraş ettiğini aktarıyor. Kedilerin ölü bedeni mutlaka mumyalanıyor, bazen de sahibiyle aynı mezara gömülüyordu.”