Latin Amerika halklarının ancak silahlı mücadeleyle kurtulabileceğini söyleyen ve Amerika’nın burnunun dibinde bir halk savaşıyla devrimi gerçekleştiren Kastro Kübası’na yardımı kesen Çin Komünist Partisinin de yoldaşça eleştirilmesi gerektiği kanısındayız.
Türkiye’deki sol hareketi basit bir slogan savaşı haline getiren küçük burjuva sosyalistleri, sağlam proleter devrimci bir örgütlenme olmadan kâğıt üzerinde sanki gerçek anti-emperyalist cephe kurulabilirmiş gibi, Dev-Güç girişimini abartıverdiler.
27 Mayıs 1961 Anayasasının sağladığı nisbi özgürlük ortamı içinde, küçük burjuva sosyalizmi, «toplumcu» fikirler moda olmaya başlayınca, fikir kulübü de bu modaya uydu. Türkiye İşçi Partisi içinde icazetli sosyalizmi tezgahlayan Aybar, Aren, Boran hainler kliğinin varlığı da fikir kulübünün «sol» oportünist çizgisini, küçük burjuva sosyalizmi yolundaki atılımını tam anlamıyla etkiledi. Özellikle Aren’in etkisi altında kulüp, görünüşte sol özünde sağ pasifist bir politika izlemeye başladı. Bu politikası onu, uzun süre geniş öğrenci kitlesinden soyutladı; küçük burjuva sol gevezeliklerinin yapıldığı içine kapanık ufak bir grup olarak bıraktı.
Milli demokratik devrim özünde köylü devrimi değildir. Devrimin temel gücü köylüler değil, işçilerdir. Belirleyici olan kırlar değil, şehirlerdir. Proletaryanın öz örgütünde işçiler mutlak bir çoğunluğa sahip olmalıdır.