Bu kitap, kuşkusuz müthiş bir bilimkurgu klasiği. Yazılma süreci de bir o kadar ilginç. Yazarımız Arhur C. Clarke, ünlü yönetmen Stenley Kubrick ile karşılıklı bir beyin fırtınası neticesinde kurgunun ilk taslağını oluştururlar. Ortaya çıkan şey, Kubrick'in kolları sıvayıp bu kez bir bilimkurgu filmi çekmek istemesi sonucunda, bir çeşit senaryo olur.
Kitap bitmeden filmi çekilir. Ortaya sadece tüm zamanların en iyi on filmi listesine giren bir film çıkmaz; bir yıl sonra kitap yayınlandığında bu kez tüm zamanların en iyi bilimkurgu yapıtı ile de karşı karşıya kalırız.
A Space Oddyssey (kitabın orijinal adı), kelimenin tam anlamıyla bir kült romandır. Kurgusu mucize denecek kadar şaşırtıcı, sıkı ve iyi işlenmiş bir romandır bu.
Evrimsel basamağı sıçramaya yatkın primatları seçmek amacıyla üç milyon yıl önce, dünyada birden beliren üç metrelik bir monolit, diğer adıyla bir dikilitaş kullanılarak, primatlara alet kullanmayı öğreten dünya dışı yaşam unsurlarının dünyayla esrarengiz temasları.
Ardından günümüzde Ay araştırmaları sırasında Ay'a gömülü üç milyon yaşında olduğu keşfedilen bir başka monolit. Ve kitaba göre Satürn'e, filme göreyse Jüpiter'e, monolitin yaydığı sinyallerin takibi için başlatılan yolculuk.. Ve tüyler ürperten bir final...
Bilim sevenlere, kurgu sevenlere, ikisini birden sevenlere..