1796-1804 yılları arasında Çin topraklarının büyük çoğunluğu üzerinde kendini gösteren Beyaz Lotüs İsyanı belki de bu dönemdeki halk ayaklanmaları içinde en önemlisidir. Ayaklanma, özellikle Çin'in bazı bölümleri ile Güneydoğu Asya'da popüler olan Maitreya Budacılığı ile ilgiliydi. Bu inancın savunucuları, yeni bir çağın başlamak üzere olduğuna, inançlarına sıkı sıkıya bağlı olanların bu yeni çağda mutluluğu yakalayacaklarına inanıyorlardı: milenaryan (binyılcı) yaklaşım. Çinli Budist tarikatların liderleri genellikle müritlerine değişimi metanetle beklemelerini salık verir ve onları şiddet eylemlerinden alıkoymaya çalışırlardı. Ama bazen de doğrudan eyleme geçme çağrısında bulunurlar, bu çağrı da özellikle kuraklık ve sel gibi doğal afetlerden muzdarip ya da ağır vergilerin altında ezilen halk arasında geniş kabul görürdü.
Çin tarihine ilişkin yeni yapılan araştırmalardan birine göre, Nanjing'deki kısa dehşet döneminde Japon askerleri tarafından "tahminen 200.000 ile 300.000 arasında Çinli öldürülmüş" ve "20.000 civarında Çinli kadına" tecavüz edilmiştir.