“Bir çınar gibi yıllara meydan okuyan; öylesine güçlü ve dirayetli, öylesine sağlam ve gururluydu tarihimiz. Bu tarihi altı asır yaşatan, tam 36 mübarek çınar vardı mazimizde. Yüreğimiz yettiğince, kalemimiz döndüğünce, sığdırabildiğimiz dört çınarı anlattık bu kitabımızda. Her bir dalında ayrı bir şevk, her bir yaprağında ayrı bir sır gizliydi sanki. Ne kadar uzak görünse de bir o kadar içimizde taşıdığımızı anladık. Öyle anlar vardı ki, geçen yıllara inat yaşattığı heyecan hâlâ taptazeydi. Öyle acılar vardı ki, yarası hiç kabuk tutmayacak gibi görünen. Bir geçmişi olacaksa insanın böyle şanlı olmalı, bir ceddi olacaksa böyle nurlu olmalıydı. Biz bu tarihe layık olamadık ya; belki de bir özür, bir gönül alma arzusuydu bu. Her biri cennet mekân atalarımıza selam olsun.”