Hiç hesapta olmayan bir karşılaşma ve büyük bir yangına dönüşen tutkulu bir aşk hikâyesi. Tutkuyu derinleştiren mutlu ve keyifli günler yeni bir hayatın mümkün olduğunu gösterince aşk da büyüdükçe büyüdü. Birbirlerinin varoluşunu muhteşem bir armağan gibi görerek geçen güzel günlerin sonunda, yine hiç hesapta olmayan, aniden gelen bir kara haber gibi başlayan ayrılık. Zamanın tozları serpiliyor sanki yüreklere. Yazar, bütün bu hikâyeyi acının, kederin, sevincin, özlemin ve tutkunun imbiğinden damıtarak yazmış.
Yazar içinde kopan fırtınalara korkusuzca bakarken, aslında hepimize duru, sade ve yalın bir dille bir aşk ve ayrılık nasıl anlatılır’ı da gösteriyor. Metin boyunca yazarın kanlı canlı iç dünyasını, hayal kırıklıklarını, özlemlerini ve sitemlerini okuyoruz. Arka fonda ince ince hesaplaşmalarla süren anlatı, yazarın geçmişe dönerek ve ayrılık sonrası neredeyse bir enkaza dönüşen iç dünyasının içinde okuru gezdirerek okuyanı içine çekiyor. Ne aşka ne ayrılığa gücü yetmeyen tutkulu âşıkların hikâyesi bu. Kırkı çıkmış bir ayrılığın ardından aşkın öteki yüzündeki karanlık dünyanın betimlemeleri.
(Tanıtım Bülteninden)
