Günümüz dünyasında aile kurumu ciddi bir felaketle karşı karşıya. Batılı aile neredeyse göç- müş durumda. Yerküremizde büyük oranda egemen olan bâtıl/ı yaşam biçiminin ilk sarsdığı kurum aile oldu. Modem batı tipi hayat tarzının neşvünema bulduğu bütün toplumlarda kaçınılmaz olarak yaygınlaşan BENMERKEZCILIK, HAZCILIK, ÇIKARCILIK, SORUMSUZLUK, CINSEL SAPMALAR vb. insan fitratının bir gereği olan kadim aile kurumunun varlığını ve geleceğini tehdit ediyor.
Türkiye'de sağlam ve köklü bir geleneğe yaslanan aile kurumu da son yıllarda planlı ve sinsi bir şekilde tahrip ediliyor. Aile kurumumuzu ayakta tutan manevi değerler hızla erozyona uğrarken, batılı yaşam biçiminin beraberinde getirdiği olumsuzluklar aile hayatımızı sarsukça sarsıyor. Yapılan araştırmaların ortaya koyduğu gibi, maalesef ülkemizde aile içi şiddet, sadakatsizlik, hayâ anlayışındaki değişimler vb. sebebiyle BOŞANMALAR artarken doğurganlık oranı düşüyor; zinanın hukuken ve zihnen meşrulaştırılması ve kutsal nikâh kurumunun yara alması ile ailenin yerini nikâhsız birliktelikler alıyor.
Böyle bir vasatta, aile kurumunu her türlü yıkıcı etkiden, özellikle modem hayatın beraberinde getirdiği seküler tahribattan korumaya, onun kadim İslami temellerini tahkim edip yaşatmaya yönelik çabalar, insanımızın ve insanlığın geleceği açısından önemli ve öncelikli bir görev haline gelmiştir.
Yüce Rabbimizin, “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun!” (Tahrim 66/6) şeklindeki zamanlar ve mekânlar üstü uyarısı, özellikle günümüzde her bireyi, aileyi ve toplumu kasıp kavuran küresel yangından ve bunun kaçınılmaz neticesi olan “ebedi ateş”ten korunmayı bir hayat-memat meselesi olarak öncelememizi emreden bir “acil uyarı” niteliği taşıyor.
Bu âyet hakkında Hz. Ali (ra), “Nefsinize ve aile efradınıza faydalı ve hayırlı şeyler öğretiniz.” 1 yorumunu yaparken; müfessir Taberi, “kendi nefsinizi ve ailenizi terbiye ederek yani hem kendinize hem de aile efradınıza iyi ve faydalı şeyler öğretip gereklerini yapmak suretiyle Cehennem ateşinden korununuz” açıklamasında bulunmuş ki, bugün mümin bireylerin ve ailelerin yapmaları gereken şey tam da budur. Bu görevin aile reisi olarak öncelikle babalara düştüğü ise açıktır. Ashab-ı kiram, terbiyede babaların belirleyici olduğuna kanidir. Velid b. Nümeyr, babasının şöyle dediğini nakleder: “(Ashab) diyorlardı ki: Olgunluk (salâh) Allah'tandır, edeb (terbiye) ise babalardandır ”
1 Muhammed Yusuf el-Kandehlevi, Hadislerle Müslümanlık, 3/466.