40 Soru 40 Cevap

Osman Nuri Topbaş
Bir gün bir âlim, Dicle kenarında karşıya geçecek bir gemi bulamaz. Bu esnâda talebelerinden Habîb-i Acemî gelir ve niçin beklediğini sorar. Âlim: “-Karşıya geçmek istiyorum, lâkin gemi yok!” der. Arif biri olan Habîb-i Acemî ise: “-Ey üstadl İlmin çok ise, hasedi gönlünden gider. Dünyadan kalben uzaklaş, iptilâları ganimet tut ve bütün işleri Hak’tan bil. Böyle olduğun takdirde ayağını suya vur ve geç.” der. Sözlerinin ardından da ayağını suya basıp karşıya geçer. Âlim zât, talebesindeki bu hâli görünce ağlar ve kendinden geçerek yere düşer. Kendine gelince der ki: “-Habîb, benim talebemdir. Su üstünden yürüyerek karşıya geçti, ben ise kıyıda kaldım. Eğer yarın Sırat köprüsünden de cümle halk geçip ben kalırsam hâlim nice olur?!” Daha sonra bu âlim zât, Habîb-i Acemî’yi bulup kendisine; bu mertebeyi nasıl elde ettiğini sorar. Habîb ise şu veciz karşılığı verir: “-Ey üstad! Ben gönül ağartırım; sen ise kağıt karartırsın!..” İşte gönülleri Kur’ân ve Sünnet’in bilgisiyle, yâni hikmetle nurlanarak irfâna ermiş olanlar, hem kendilerinin hem de etraflarında bulunanların gönüllerini aydınlatırlar. Ebedî huzur ve saâdetin yolunu gösteren hidâyet kandilleri olurlar. Lâkin ilmini bu safhalara intikal ettiremeyen sığ idrakler, takılıp kaldıkları noktada kendilerini ne kadar bilgili zannetseler de, hayat ve kâinat muammâsındaki İlâhî sırları çözemezler.
Yazar:
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 20 dk.Sayfa Sayısı: 294Basım Tarihi: 2011Yayınevi: Erkam Yayınları
ISBN: 9789944833721Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.