"Duvarı delmelisin. Delmek zor değil; ince kâğıttan yapılmış. Zor olan, kâğıdın üzerindeki duvarı nasıl deleceğini gösteren resim tarafından kandırılmamak. O kadar aldatıcı bir resim ki, 'Durmadan deliyor olmayayım?' demekten kendini alamazsın. "
Yaratıcı yazar, yaratabilmek için hem çocukluğun saflığına ihtiyaç duyar
; hem de yaratıyor olmaktan dolayı bir çocuk gibi cezalandırılacağı endişesini çeşitli boyutlarıyla deneyimler. Çünkü sanata kaynaklık eden bilinçdışı her zaman karanlıktır ve arzuların tatmini o tekinsiz karanlığın içinde bir yerde yaratıcı yazarı beklemektedir.
Oğuz Atay yaşadığı süre boyunca hiçbir zaman bir söylem kurucu olmadı; tamamlamış olduğu yapıtlarında hep söylemleri kırdı, bir genç yazar olarak yaşadı ve trajik bir hastalık sonucunda öldü. Her şeyden önemlisi, tüm düşünsel macerasını yapıtlarında sonuna dek yansıttı; bu ülkede ve bu zamanda başkalarınca gayrıciddiye alındığını bile bile edebiyat ve sanatı ciddiye aldı. O yüzden Atay'ı hep okuyacağız.