62 Maket Seti

Julio Cortazar

undefined 62 Maket Seti Quotes

You can find undefined 62 Maket Seti quotes, undefined 62 Maket Seti book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ne yazık ki kısa bir süre sonra üçünden biri geleneksel davranacak, söylenmesi gereken şeyi söyleyecek, o yapay salaklığa saplanacak, terk edecek veya dönecek veya bir hata yapacak veya ağlayacak veya kendini öldürecek veya kendini feda edecek veya kendini idare edecek veya başka birine âşık olacak veya ona Guggenheim bursu verecekler, o büyük rutinin kıvrımlarından herhangi biri...
O ev bir cehennem çukuru, bir kırkayak kafesi." "Hiç kafeste kırkayak görmemiştim." "Bende ve kırkayağın neye benzediğini de bilmiyorum, ama Palanco onların kafeslerde tutulduğunu söylemişti."
Reklam
"Onu bunu çekiştirmek yerine neden dışarı çıkmıyoruz ki? Diğer hayaletlerden söz eden hayaletlere benziyoruz. Sağlıksız bir şey bu."
"Beni bunaltıya sokuyor bunlar, valla öyle." "Bunalım demek istiyorsun herhalde," der Lila, dediklerimi düzeltme hevesiyle. "Hiç değil, kızım. Bunalıma kapıldın mı gitgide dibe batarsın, sonunda da vatoz gibi yamyassı olursun. Hani akvaryumda görmüştük. Ama bunaltıya kapıldıysan etrafındaki her şey yükselmeye başlar. Mücadele etsen de boşuna, en sonunda bir yaprak gibi yerde kalakalırsın."
yere düşmüş, uçmak için çırpınan bir kuş, ağa vurdukça ona şeklini veriyor, ağın ve kuşun sentezi sadece uçmaktan ya da ağın şeklinden ya da kuşun gölgesinden oluşuyor, uçmanın kendisi, kendi yok oluşunun narin düğümleriyle onu kuşatan ağdan kaçmanın katıksız paradoksunda bir an için tutsak kalıyor
-iş yerinde grev var +o zaman iş değişir -tek grev yapan ben olduğum için muhtemelen işten atacaklar
Reklam
Kimse onu terk etmediği için terkedilmişlik bile olmayan bir şey içinde kaybolmuş...
Bana bakın, rüyamda bir meydandaydım ve yerde bir kalp buldum. Eğilip aldım, atıyordu, bir insan kalbiydi ve atıyordu, sonra onu çeşmeye götürüp elimden geldiğince yıkadım, çünkü üzerine yapraklar ve tozlar yapışmıştı ve onu Rue de l'Abbaye'deki polis karakoluna götürdüm. Hepsi düzmece, der Marrast. Onu yıkadın ama sonra saygısızca eski bir gazeteye sarıp ceketinin cebine koydun. Nasıl ceketine koysun ki üzerinde sadece gömlek vardı, der Juan. Ceketim vardı, der Polanco ve kalbi karakola götürdüm ve bana bir makbuz verdiler ki bu rüyanın en acayip bölümüydü. Onu onlara vermedin, der Tell, onu evine götürüp altın sürgülü dolabına sakladığını gördük. Altın sürgülü Polanco'yu bir gözünüzün önüne getirsenize, diyerek güler Calac nezaketsizce. Kalbi karakola götürdüm, der Polanco. Olabilir, der Nicole, ama ikincisiydi herhalde çünkü en az iki tane bulduğunu gayet iyi biliyoruz.
Bir kez daha hakkım olmadan dahil etmiştim onu hayalimde, onca mesafenin, suskunluğun tesellisi olsun diye.
Tabi öyle ahım şahım bir şey olacağı yok, ama fark etmez, hiçbir şey, keşfetmek istediğimiz şeyi kurcalamaktan daha iyi olamaz, her ne kadar içten içe bize korku ve tiksinti verse de...
60 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.