… korkularımızı idare etmek ne kadar daha kolaylaşıyor , değil mi ? Birbirimize ihtiyacımız var. Korku yirminci yüzyılın bir numaralı hastalığı deniliyor. Bu yüzyılın sonuna doğru yaklaşırken , belki de birbirimizle sevgi ilişkisi içinde bulunmanın buna karşı bi tedavi çaresi olduğunu öğrenebiliriz .
.
Yerine gelmeyen beklentilerin yaratacağı kaçınılmaz hayal kırıklığından kurtulmak için, tek beklentimiz kendimizden beklediğimiz olmalıdır. Böylelikle hem başkalarını kendi kendisi olma konusunda serbest bırakmış oluruz, hem de biz genişler, kendi tüm potansiyelimize varırız.
.
“Budha bir zamanlar, ‘Beklemekten vazgeçtiğimiz zaman, her şeyimiz var demektir’, diye yazmış. Hiçbir şey beklemezsek her an sevinç içinde oluruz. Beklentilerimiz olduğu zaman, neye kavuşursak kavuşalım, daha fazlasını bekleriz.”
.
Çağdaş teknolojinin insanlığımızı baskı altına aldığı kanısında değilim. Bir takım insani değişmezlerin var olduğunu bilmek bizi rahatlatıyor. Örneğin, gerçek gibi, güzellik gibi, sevgi gibi, gülme gibi şeyler. Yapımızın görünüşte basit olan nice yanı, yalnızca insanlara özgü olduğu için asla değişmeyecektir.
.
.
Son zamanlarda gurur da nereye gitti diye merak eder oldum. Ben küstahlık gibi, kibir gibi, kendine aşırı önem veren gururdan söz etmiyorum. Özsaygıdan, kendimizle ilgili yüksek umut ve değerlerden, kişinin kendisiyle ilgili mantıklı bir duygusu olmasından söz ediyorum...
.